Sağlık ve Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Diyarbakır Şubesi’nde düzenlenen basın açıklamasını okuyan Yönetim Kurulu Üyesi Gülhan Tekin, şu ifadeleri kullandı:
“Türkiye’nin geçmiş birçok hükümeti tarafından kamuya ait kaynaklar özelleştirilmiştir. Ancak son 20 yıldır iktidarda olan AKP hükümeti tarafından ülkenin her alanında pervasızca özelleştirmeler yapılmaktadır. Yapılan bu özelleştirmeler nedeniyle kamuya ait olan kaynaklar, rant ve talana peşkeş çekilmektedir. Bu kapsamda özelleştirilen yemekhaneler, pandeminin başından itibaren enflasyonun da yükselmesiyle birlikte hizmet vermeye başladı.
Sağlık emekçilerinin 24 saat kesintisiz hizmet sunması nedeniyle öğle veya akşam yemeği arası gibi tatilleri bulunmamaktadır. Artan ekonomik zorluklar nedeniyle emekçilerin bu yemeği yemekten başka çaresi yoktur. Aynı şekilde Sağlık hizmeti alan hasta ve hasta yakınlarının önemli bir bölümünün de yoksul olması nedeniyle hastanelerde verilen yemeklerden başka çaresi maalesef yoktur.
Uzun bir süre boyunca yemeklerin sağlıklı beslenmeden uzak, düşük porsiyonlu, kalitesiz ve hijyenik olmama konusunda hastane idareleriyle yaptığımız görüşmelerle bu durumun çözülmesi için taleplerimizi ve önerilerimizi aktardık. Ancak yemeklerde düzelme yerine, daha da kötüye giden bir tablo oluştu. Yemeklerdeki kalite, çeşitlilik, yeterli miktarda olmaması, hijyen ve yemeklerde istenmeyen objelerin bulunması, başka ülkelerde kullanımı bile yasak olan Pet tabak, plastik çatal kaşıkların ısrarla kullanılmaya devam edilmesi ve bu sorunlarının çözülmemesi nedeniyle 15 Eylül 2022 tarihinde Selahaddin Eyyubi Devlet Hastanesi’nde 1 günlük yemek boykotu gerçekleştirdik ancak halen herhangi bir düzelme olmadı.
Yine aynı gerekçelerle Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi’ndeki çalışanlarla birlikte 3 Ekim 2022 tarihinden başlayarak 5 günlük yemek boykotu gerçekleştirdik. Boykot öncesinde birçok defa idarecilerle bu konuya dair eleştiri ve önerilerimizi aktardık, tutanakları hatırlattık ancak bir çözüm üretilmedi. Boykot öncesinde sorunların çözümü için muhatabımız olmayan firma tarafından birçok temsilci ve yöneticimizin telefonla tehdit edilmesi üzerine bu durumu basın açıklaması ile kamuoyuyla paylaşmak istedik.
Boykotun ilk günü yemekhane önünde temsilci ve aktivistlerimize sözlü ve fiziki saldırıyla birlikte bir yemekhane çalışanı tarafından silah sıkıldı ve saldırgan tutuklandı. Boykot, 4 Ekimden itibaren Gazi Yaşargil Eğitim Ve Araştırma Hastanesi’nde de başladı. 5 günlük yemek boykotumuz, 7 Ekim 2022 tarihinde eylem hakkı saklı olmak koşuluyla sonlandırıldı. Yemek sorununun Tüm Türkiye’de benzer olduğu, oluşan kamuoyu ve gündem ile de görülmüş oldu. Çalışanların önemli bir kısmının hastanelerde çıkan yemekleri, kötü olması nedeniyle yemedikleri açığa çıkmış oldu ve halen birçok hastanede bu yemekler yenilmemektedir.
Tüm bu sorunların muhatabı idarelerdir. Olaya ilişkin Valilik tarafından soruşturma açılmış ve halen devam etmektedir. İdarecilerle yaptığımız görüşmelerde verilen sözler halen yerine getirilmemiştir. Ancak bilinmelidir ki Emekçilere yapılmak istenen bu oyalama taktiği işe yaramayacaktır. İdareler, sorunu çözeceği yerde firmalar ve çalışanları bilinçli olarak karşı karşıya getirmektedir. İdarecilerin hedef gösteren tavırları nedeniyle iki emekçi grup karşı karşıya getirilmiştir. Oysa asıl muhatabız yöneticiler ve bu sistemin kendisidir.
Bir kez daha tekrarlıyoruz; Biz emekçiler, işyerlerinin asıl sahipleriyiz.
Bu temelde, 20 ve 21 Ekim 2022 tarihlerinde Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi merkez binası ile Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesinde 2 günlük yemek boykotu gerçekleştireceğiz. Haklı ve meşru taleplerimizin karşılanmaması durumunda, il geneli ve Türkiye Genelinde yemek boykotu, iş bırakma da dâhil olmak üzere örgütlemekten geri durmayacağımızı, hem emekçilerin hem de hastaların kaliteli yemeğe erişimi için mücadele etmeye devam edeceğimizi ifade ediyoruz.” (Haber Merkezi)