Dosyası ayrılan JINNEWS Müdürü Safiye Alağaş, 15 Haziran’da yapılan davanın ilk duruşmasında tahliye edildi. Soruşturma savcısı tarafından 10 ay sonra hazırlanan iddianamede, gazetecilerin yaptıkları haberler, programlar ve yayın içerikleri suçlama konusu yapıldı.
13 ay sonra bugün Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılan duruşmaya tutuklu olan Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eş Başkanı Serdar Altan, JINNEWS Müdürü Safiye Alağaş, Xwebûn Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Mehmet Ali Ertaş, Mezopotamya Ajansı (MA) editörü Aziz Oruç ve gazeteciler Zeynel Abidin Bulut, Ömer Çelik, Mazlum Doğan Güler, İbrahim Koyuncu, Neşe Toprak, Elif Üngür, Abdurrahman Öncü, Mehmet Şahin, Lezgin Akdeniz, Suat Doğuhan ve Ramazan Geciken yargılanıyor.
Gazeteciler Esmer Tunç, Mehmet Yalçın, Kadir Bayram ve basın çalışanları Feynaz Koçuk ile İhsan Ergülen ise adli kontrol tedbirleriyle serbest bırakılmıştı.
Savcılık, 22 kişi hakkındaki 728 sayfalık iddianamesini 10 ay sonra, nisan ayında tamamladı.
15 kişi hakkında 7 yıl 6 aydan 15 yıla kadar hapis cezası isteyen savcı, yurt dışında yayın yapan Kürt televizyon kanallarında ve çeşitli diğer medya kuruluşlarında yayınlanan haber ve programları "örgütsel bağ" kanıtı olarak değerlendirdi.
“TÜRKİYE’NİN HUKUK TARİHİNİN UTANÇ VERİCİ OLAYLARINDAN BİRİSİ”
Duruşmaya katılan Yeşil Sol Parti Diyarbakır Milletvekili Cengiz Çandar, bugünkü davanın Türkiye’de basın özgürlüğü mücadelesi için bir kilometre taşı niteliğinde olduğunu belirterek şöyle konuştu:
"Bugünkü duruşma Türkiye’nin hukuk tarihinin utanç verici olaylarından birisi. Yalnız o değil, Türkiye’de basın özgürlüğü mücadelesi için bir kilometre taşı niteliğinde. Daha da öteye Türkiye’nin demokrasi mücadelesinde de üstünde durulması gereken tarihe geçecek nitelikte bir olay.
“TÜRKİYE’NİN AB YOLU DİYARBAKIR’DAN GEÇER”
Hepiniz biliyorsunuz bugün Litvanya’da NATO zirvesi toplanıyor, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan İsveç’in NATO üyeliği için Türkiye’ye Avrupa Birliği kapılarının açılması şartını öne sürmüştü, dün gece itibariyle bundan vazgeçtiğini görüyoruz ama Türkiye’ye Avrupa Birliği kapıları, eski başbakanlardan birinin deyimiyle Diyarbakır’dan geçen bir yoldur. Türkiye’nin Avrupa Birliği yolu Diyarbakır’dan geçer, Diyarbakır’dan Avrupa Birliği’ne gidecek olan yol ise Kürtlerin hakkının hukukunun tanınmasından geçer, basın özgürlüğünden geçer, Kürt medyasının özgürce çalışmasından geçer. Bunlar olmadan Türkiye’ye bütün demokrasi yolları ve Avrupa yolları, bütün yollar tıkalıdır.
“SEÇİM DÖNEMİNDE HALKIN HABER ALMA ÖZGÜRLÜĞÜ ENGELLENSİN DİYE İÇERİ KONDULAR”
Bugün burada görülmekte olan dava her bakımdan çok önem taşıyor, tam 13 aydır hakim önüne çıkarılamamış 15 tutuklu gazeteci var ve bu gazeteciler besbelli ki seçim döneminde halkın haber alma özgürlüğü engellensin diye içeri kondular. Bugün Serdar Altan’ın savunmasından da dinledik, içeri konulduktan 6 ay sonra gizli tanık ifadeleriyle oluşturulan derme çatma iddianamelerle, hukukla hakla hiçbir ilişkisi olmayan iddianamelerle içerde tutulmaya devam ettiler. Yüzlerce sayfalık savcı iddianamesi nisanda hazırlandı ve şu temmuz sıcağına kadar arkadaşlarımız meslektaşlarımız hapiste tutulmaya devam edildiler.
"KÜRT MEDYASININ ÖZGÜRLÜĞÜNE HAKKINA HUKUKUNA SAHIP ÇIKACAĞIZ"
Bu dava çok önemli bir gelişmeye de işaret ediyor, artık Kürt medyasının yalnız olmadığını gösteriyor, bugüne kadar çok yalnız bırakılmış, Türkiye’nin batısında adeta görmezden gelinmiş olan Kürt medyası, bütün Türkiye’nin her yerinden gelen meslek örgütleriyle de artık Kürt medyası yalnız değil ve aynı zamanda biz Diyarbakır’ın Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki temsilcileri olarak burada kimin kılına dokunulursa TBMM’ye taşıyacağız.
“KÜRT MEDYASININ ÖZGÜRLÜĞÜNE HAKKINA HUKUKUNA SAHİP ÇIKACAĞIZ”
Başta da Kürt halkının üzerindeki baskıları dağıtmak için Kürt medyasının özgürlüğüne hakkına hukukuna sahip çıkacağız. O yüzden burada bulunuyoruz ve tekrar ediyorum bu bir kilometre taşıdır, zaten bu dava arkadaşlarımızın tahliyesiyle de hem Türkiye’nin demokratikleşme yolunda hem halkın, en başta da Kürt halkının haber alma özgürlüğü yolunda, en önemlisi de 13 aydır haksız hukuksuz bir şekilde zindanlarda tutulan meslektaşlarımızın özgürlüğe kavuşması yönünde unutulmayacak bir gün ve duruşma günü olsun.”
Yargılamanın bugünkü ilk duruşmasında, beş gazetecinin beyanları alındı. Duruşmanın yarın sabah devam etmesine karar verildi. (Rüdaw)