Merkez Sur ilçesi sınırları içerisinde yer alan ve halk arasında acıklı bir hikayesi olan On Gözlü Köprü, binlerce ayakta kalarak ihtişamını korumaya devam ediyor. Bir çok kişinin diline pelesenk olmuş ve dramatik bir hikayesi ile Suzan Suzi (Kırklar Dağı'nın Düzü) türküsüne ilham olan On Gözlü Köprü hikayesi, yüzyıllardır ihtişamını koruyarak günümüzde de sıklıkla dillendirilir. Aktarıldığına göre, duyanları duygulandıran ve ağlatan bir hikayeye sahip olan tarihi köprü, iki aşığın acı sonuna şahit olmuştur. Ancak Suzan Suzi türküsünün asıl hikayesinin çok farklı bir detayı ortaya çıktı.
Muhsin Tantekin ve Ahmet Alınca’nın Diyarbakır Halk Kültürü adlı kitabından Suzan Suzi türküsünün kahramanı olan Nakif İzgü’den bahsederler. İşte eserden aktarılan Suzan Suzi türküsünün asıl hikayesi:
SUZAN SUZİ TÜRKÜSÜNÜN HİKÂYESİ: ON GÖZLÜ’DE YAŞANAN KAZA
Diyarbakır'la özdeşlemiş olan Suzan Suzi türküsünün gerçek oluş hikâyesi hakkında, yazar Ami Nur'un 02 Ekim 1918 doğumlu Dicle Üniversitesince 07.04.1995 Tarihinde kendisine "Fahri Doktorı Diploması" verilen Gazeteci-Yazar-Tıp Tarihi Uzmanı Diyarbakır'ın değerli kültür insanı Sayın Abdülsetar Hayati Avşar'la yapılan görüşmedeki anlatımı şöyledir;
"Çocukluk ve Ortaokuldan arkadaşı olan Nakif, Ortaokulu bitirdikten sonra Eskişehir'e gitmiştir Askeri Havacılık okulunda pilot olmuştur. Nakif’in sevdiği kız Eskişehir lisesinde öğrencidir. Eskişehir lisesine halk arasında Pırpır diye bilinen tayyaresiyle gelir. Tayyarenin kuyruğu Voleybol ağına takılır. Nakil’in vukuatı, bununla da kalmaz, tayyaredeki kumandayı otomatiğe bağlayıp, arkadaşlarıyla kumar (iskambil oynadığı bir gün farkına varmadan Rus semalarını işgal eder. Ruslar tarafından ikaz ateşi (top ateşi) yapılınca geri döner. Meslek hayatı bu olayla son bulur. Diyarbakır'a gelir Toprak Mahsülleri'nde ambar memurluğu yapar. 1947 Yılının Mayıs ayında Nakif arabayla Sem'an Köşke (Gazi köşkü) nün yanındaki Pamuk Köşküne gelir. Köşkün sahibine,
"Buyrun içki için" der,
Köşkün sahibi cevaben;
"Oğlum ben içki içmem, bugün mukaddes bir gündür siz de içmeyin" der.
Arabada 7 kişi bulunmaktadır. Kolordu Komutanlığı Personel Subayı Celal Bey, Celal beyin hanımı, baldızı, bir yüzbaşı, yüzbaşının eşi Suzan hanım bulunmaktadır. Arabayla Kırklar dağına gidip içki içerler. Akşam karanlığında dönüş yolunda Dicle Nehri’nin kabaran suyu On gözlü Köprü’nün başına kadar gelmiş. Yanlış manevra sonucunda köprüden aşağı doğru uçup arabalarıyla beraber sulara gömülüyorlar ve boğuluyorlar, yedisi de ölüyor. Türkünün orijininde yer alan;
"Köprünün orta gözü
Sular apardı bizi
Nakif gözün kör olsun
Öldürdün hepimizi"
SUZAN SUZİ’DE SÖYLENEMEYEN KITA VE NAKİF’İN MEZARI...
Nedense sanatçılar bu kıtayı söylemezler. Nakif'in mezarı Mardinkapı'da Şeyh Muhammed düzlüğüne giderken Gülşenilerin babası Şeyh Muhammed ül Amidi'nin dört köşe türbesinden 15 metre sonradır. Onu mezara indirende benim. Bir taraftan mezarcı bir taraftan da ben tutmuştum. Nakif benim sınıf arkadaşımdı, Allah rahmet eylesin; diyerek röportajı sonlandırır.
Bu röportajla bugüne kadar türkü hakkında bilinen ve söylenilen bütün yanlış yorum ve yakıştırmaların gerçeği yansıtmadığı ortaya çıkmıştır. Türkü Hafız Celal Sevimli tarafından derlenip okunmuştur.
Suzan Suzi türküsünün kahramanı: Nakif İzgü
İşte Suzan Suzi türküsünün tamamı:
SUZAN SUZİ
Kırklar dağının düzi
Karanlık bastı bizi
Kör olasan Suzan Suzi
Ziyaret çarptı bizi
Köprü altı ne kara
Ana gel beni ara
Saçlarıma kumlar dolmuş
Darağ getir sen dara
Gazi köşkü serindir
Dicle nehri derindir
Sen ağlama garip anam
Kadir Mevlam kerimdir
Köprünün orta gözü
Sular apardı bizi
Nakif gözün kör olsun
Öldürdün hepimizi