Diyarbakır Kültür Varlıklarını Koruma Derneği’nden yapılan paylaşım şöyle: “1960’lara kadar Suriçi’nde bir Yahudi Mahallesi olduğunu, Yenikapı’da bulunan bu mahallede bir de sinagog bulunduğunu biliyor muydunuz?

19. yüzyıldaki nüfus sayımlarında nüfusları iki binleri geçen Diyarbakır Yahudileri kendi aralarında ve aile içinde anadil olarak Arapça, günlük hayatta ise Türkçe ve Kürtçe konuşurlar. Kürtçeyi anadilleri gibi bilirler. Hiçbiri diğer batı Anadolu ve Trakya cemaatlerinde olduğu gibi Osmanlı / Türkiye Yahudilerinin anadili olmuş olan İspanyolca’yı bilmemektedirler.



Cemaatin bir kesimi küçük tüccar ve esnaf olup Melik Ahmet Caddesindeki tahta darabalı dükkânlarda hırdavat, manifatura ve kırtasiye ticaretiyle meşgul olurlar. İşportacılık yapanlar ise köylere gidip mal takası yapıp manifatura ve hırdavat verip karşılığında kitre, peynir ve yağ alırlar. Bunlara çerçi denilmektedir. Diyarbakır Yahudileri arasında sarraflık, kâtiplik veya tefecilikle meşgul olan kimse bulunmaz çünkü aileler çocuklarını okula göndermeyip küçük yaştan itibaren çalıştırırlar.

Yenikapı’da bulunan sinagogun çevresinde oluşan küçük mahallede yaşarlar. Bazı kaynaklarda mahallenin adı Arap Şeyh Mahallesi olarak geçer. Günümüzde ise sinagogun kalıntılarına dahi rastlanmaz.

Bazı kaynaklarda Cumhuriyet öncesi Dağkapı ve Urfakapı’da mezarlıklarının olduğu geçer. 1930’larla birlikte kentte yoğunlaşan imar faaliyetleriyle birlikte Dağkapı ve Urfakapı’daki tüm mezarlıkların kaldırılmasıyla Yenikapı’da bir alanı mezarlık olarak kullanmaya başlarlar. Bu mezarlık alanı Çiftehavuzlar Mezarlığı olarak da bilinir.

1927 yılındaki nüfus sayımında 392 olarak sayılan Diyarbakırlı Yahudilerin nüfusu 1960’ların ortalarında 34 kişiye kadar düşer. Nüfustaki düşüşün temel sebebi 1948 yılında kurulan İsrail Devleti’ne olan göçtür. 1980’lere gelindiğinde ise kentte tek bir Yahudiye dahi rastlanmaz.”

Haber: Menekşe Hazan ARANCAK

Editör: Mücadele Gazetesi