Diyarbakır Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Derneği’nden yapılan paylaşım şöyle: “Alipaşa Mahallesinde bulunan Meryem Ana Süryani Kadim Kilisesinin 3. yüzyılda bir pagan tapınağı üstüne inşa edildiğini biliyor muydunuz?

Meryem Ana Kilisesi avludan görünümü

“KİLİSE YERLEŞKESİ URFA KAPI’YA KADAR UZANDIĞI SÖYLENİR”

Kilisenin erken döneminde geçirdiği bir yangın ve deprem sonucunda bir bölümü yıkılır. Bu yıkımdan sonra kilise daha yüksek ve kubbeli bir yapıya dönüştürülür. Kilise yerleşkesinin şu an bulunduğu alandan Urfa Kapı’ya kadar uzandığı söylenir.

Meryem Ana Kilisesi / 1909

“KİLİSELER YALNIZCA İBADET MEKANLARI DEĞİLDİR”

Süryani Ortodoks inancında kilise ve manastırlar yalnızca ibadet mekanları değil, aynı zamanda eğitim verilen cemaatin buluştuğu ve idare merkezi işlevi gören yerler olduğundan divanhane, medrese, kütüphane ve misafirhane gibi unsurlar yapının doğal parçalarındandır.

Meryem Ana Kilisesi yerleşkesi hava fotoğrafı

“YAPIDA TOPLAM ÜÇ AVLU BULUNUYOR”

Meryem Ana Süryani Kadim Kilisesi de Mor Yakup Kilisesi, divanhane ve patriklik ile birlikte bir yapı grubu oluşturuyor. Meryem Ana ve Mor Yakup Kiliseleri bitişik patriklik bunlardan bir avlu ile ayrılmış. Yapıda toplam üç avlu bulunuyor.

“BİRÇOK KİŞİNİN MEZARLARI HALEN KİLİSE İÇİNDE KORUNUYOR”

Çeşitli zamanlarda kilisede görev yapmış ve görevi başındayken ölen pek çok patriğin, rahibin, Süryani dil bilimci ve şairlerin mezarları halen kilise içinde korunuyor.

KİLİSE METROPOLİTLİĞİN ÜYESİDİR

Kilise, Patrik 4. Diyonosiyos’un, patriklik merkezini 1034 yılında Diyarbakır Meryem Ana Kilisesine taşımasıyla 11. yüzyıldan 19. yüzyılın sonlarına kadar çeşitli tarihlerde Süryani Patrikhanesi olarak cemaate hizmet etmiş. 1933 yılında Mardin Abraşiyesi olan Mardin Süryani Kadim Metropolitliğine bağlanmıştır ve halen bu Metropolitliğin üyesidir.” (Haber Merkezi)

Editör: Mücadele Gazetesi