Bahar aylarının gelmesi ve turizm sezonunun açılması ile 33 medeniyete ev sahipliği yapmış Diyarbakır’a turistler akın etmeye başladı. Mücadele Gazetesi olarak kenti gezmeye gelen turistlere, “Diyarbakır'ı nasıl buldunuz? İlk defa mı geldiniz? Diyarbakır’da en çok nereyi beğendiniz?“ diye mikrofon uzattık.
“DİYARBAKIR BAMBAŞKA BİR DİYAR”
Aslen Çorum Sungurlu olduğunu belirten bir turist, “Yozgat'tan Diyarbakır’a geldim. Diyarbakır çok güzel bir memleket. Geldiğime çok sevindim. Diyarbakır’a yine gelirim yine gezerim, eşimle de gelirim eşimi bu sefer getirmedim ama bir dahakine getiririm inşallah. Buradaki insanların kıyafetleri çok değişik. Bizimkiler böyle değil ama çok hoşuma gitti. Diyarbakır’ın havası, insanları bir başka. Diyarbakır bambaşka bir diyar diyeyim. Çok gezdik. On Gözlü Köprü’ye gittik, Sur’u gezdik.”
“DİYARBAKIR HALKI İSTANBUL BEYEFENDİSİNDEN DAHA BEYEFENDİ”
Kütahya'dan Diyarbakır’a öğretmen kızının yanına gelen bir turist, “Ulucami, Hz. Süleyman Cami, On Göz Köprü harika. Tarihi değerleri çok güzel. Hele Sur, tarif edilemez bir güzellikte. Dicle Nehri, şehre ayrı bir güzellik katıyor. Diyarbakır’ın insanlar da çok hoş, cana yakınlar. Diyarbakır halkı İstanbul beyefendisinden daha beyefendi.”
“DİYARBAKIR, GÖZ ARDI EDİLMEYECEK KADAR ÇOK GÜZEL BİR ŞEHİR”
Almanya’dan Diyarbakır’a gezmeye gelen bir turist ise şu ifadeleri kullandı: “Aslen Erzurumluyum. İlk defa Diyarbakır'a geliyorum ama bence Diyarbakır, canlı bir efsane. Her taşında, her toprağında farklı bir şey var; farklı bir şey bağırıyor. Farklı bir şey kendine anlatıyor. Kalbinin gözüyle baktığın zaman evet çok büyük acılar ve çok büyük bir efsane burası. Yani Diyarbakır, göz ardı edilmeyecek kadar çok güzel bir şehir. Bence bu kadar güzel şehirlerimizi hiç göz ardı etmemeliyiz. O yüzden de burada olmak beni çok mutlu ediyor. Çok heyecanlandırıyor her taşı, her toprağı ayrı bir şeyler hissettiriyor. Sanki böyle konuşuyor taşları benimle. Diyarbakır’ın Sur’u ayrı bir şey anlatıyor, sokakları ayrı bir şey anlatıyor, sokak satıcı üstündeki eşyalar ayrı bir şey anlatıyor. Bir yandan dünyanın en güzel şehri. Birçok ülke gezdim. bir yandan da dünyanın en çok içini acıtan bir şehir. Çığlık attırıyor, insana yani böyle içinde bağırmak istiyorsun. özünü bağırmak istiyorsun. Diyarbakır, çok da güzel korunmuş, çok da güzel bakılmış bir şehir. Bence gurur kaynağı olacak bir şehir. O yüzden çok mutluyum burada olmaktan” dedi.