Mezopotamya’nın en eski yerleşim yerlerine ve 12 bin 500 yıl kadar köklü bir geçmişe sahip olan Diyarbakır; kendine has lezzetleriyle, kültürleriyle, doğa güzellikleriyle, farklı medeniyetlerin izlerini taşıyan tarihi yapılarıyla ziyaretçilerini kendine hayran bırakıyor. Fırat ve Dicle Nehirleri arasında yer alan ve onların sularıyla bereketlenen bu topraklar binlerce yıl boyunca insanlar için elverişli bir yerleşim alanı olmuştur.
Hevsel Bahçeleri
HEVESEL BAHÇELERİ
Bu tarihi alanlardan biri olan Hevsel Bahçeleri, Dicle Nehri kıyısında, Diyarbakır Kalesi ile nehir vadisi arasında yer alan yaklaşık yedi yüz hektarlık verimli arazidir. Çok farklı türlerin ihtiyaçlarına cevap verebilecek alanlara, diğer adıyla habitata sahip Hevsel bahçeleri, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin en büyük kuş cennetidir. 180'den fazla kuş türünün yanı sıra susamuru, tilki, sansar, sincap ve kirpi gibi birçok memelinin barınağı haline gelen bir alandır.
UNESCO TARAFINDAN DÜNYA MİRASI İLAN EDİLDİ
Göçmen kuşlar tarafından bir istasyon, dinlenme, barınma ve de bir korunma yeri olarak kullanılan vadide bölgeye has kuşlar olarak bilinen boz alamecekler ile pembe göğüslü ötleğenlerin yanı sıra yabani şahin, kızıl şahin, arı şahini, yılan kartalı, gökçe delice, kukumav, kerkenez ve küçük kerkenez gibi yırtıcı kuşlara da yılın hemen her mevsiminde rastlanmaktadır. Türkiye’de nadir bulunan yaz atmacalarına da ev sahipliği yaptığı bilinir. Hevsel Bahçeleri, 2013'te Dünya Mirasları listesine girmesi için UNESCO'ya aday gösterildi. 2015'te ise UNESCO tarafından Dünya Mirası ilan edildi.
Diyarbakır Kalesi’nin surlarından bakanlar için ufka uzanan yeşilliğiyle muhteşem bir manzara oluşturan Hevsel Bahçeleri’nin doğal, kültürel ve tarihi değeriyle bir anlamda “medeniyetler beşiği” Mezopotamya’nın görsel bir özeti olduğu söylenebilir.
Haber: Devrim AKTÜRK