Tüm sektörleri etkileyen ekonomik sıkıntılar özellikle temel ihtiyaç olan gıda sektörünü daha fazla olumsuz etkiliyor. Yemek sektöründe devam eden fiyat artışları insanların yeme alışkanlıklarında da değişikliğe neden oluyor. Gün boyu dışarıda vakit geçirmek zorunda kalan insanlar fast-food alternatiflerinin arayışına giriyor. Bu sokak lezzetlerinin başında simit-ayran ikilisi geliyor. Neredeyse Diyarbakır kentiyle özdeşleşen simit-ayran ikilisi, insanların mecburen tercihi haline geliyor.

Zamanla kültürleşen simit-ayran ikilisi önceleri alışkanlık iken şimdilerde ise geliri düşük vatandaşın ve öğrencilerin ilk tercihi haline gelmektedir. Kentte neredeyse adım başı simit-ayran satışı yapan esnaf da alım gücü olmadığı için simit-ayranı tercih ettiğini söylüyor.  Vatandaşlar ise simit-ayranı hem doyurucu hem de ekonomik bulduğu için tercih ettiğini söylüyor.

               

DİYARBAKIR’IN EN UCUZ SİMİT-AYRANCISI

Ofis Anıtpark’ta yirmi yıldır simitçilik yapan Hamit Aydeniz, belki de Türkiye’nin en ucuz simit-ayranını satıyor. Anıtpark'ta kentin en ucuz simit ayranını satan Hamit Aydeniz, “Seksenli yıllardan beri simit-ayran işiyle uğraşıyorum. Ben de burada herkesin sattığı fiyattan satabilirdim. Ama herkes yiyebilsin diye simit-ayranı 5 liradan veriyorum. Simit, ayran, kahve her şey 2,50 lira. Fiyat etiketini görenler hem şaşırıyor hem de mutlu oluyorlar. Gelen insanların bazen paraları çakışmıyor sorun olmaz diyoruz, veriyorum. Binlerce müşterim var, bu yüzden yoruluyorum. Sabah ezanından akşam sekize kadar buradayız. Tek amacım, herkes yiyebilsin. On yılı aşkın bir süredir Anıtpark’ta simit-ayran satıyorum.. Özellikle öğrencileri düşünüyorum. Bir gün gelmesem aç kalırlar diye düşünüyorum. Piyasada aynı simit-ayran 10 lira biz 5 liraya veriyoruz. 10 yıldır bu semtteyim. Hamit Dayı’nın simit-ayranını herkes bilir. Lezzetinden dolayı bağımlılık yapıyor insanlarda. Yiyenler bir daha yemeye geliyor.” Diyor.

“SİMİT KÜLTÜRÜ YUNANLILARDAN GELİYOR”

Simit kültürünün Balkan ve Yunanlardan geldiğini belirten Mehmet Cavit Ada, “Çalışma hayatında altmış yılı devirdim. Hatırladığımdan beri Sur’da esnafım. Sur, ezelden beri garibanların yeridir. Kimse kalmadı şehirde ama yine de uğrayan müşterilerimiz var. Sur bir hayattır, bağımlılık yapar insanda. Gerçek Diyarbakır burası. Sur’dan dışarı çıkıyorsun Diyarbakır bitiyor. Sahabeler şehri bereket burada, bereketi bambaşka. Biz de yıllardır burada ekmeğimizi kazanıyoruz. Zamlardan önce simit-ayranı daha uyguna veriyorduk. Semtten semte de değişiyor fiyatlar. Ayranın masrafı da var. Yoğurdu günlük almak için erken saatlerde yoğurt pazarından alıyoruz.  Simitleri de fırından alıyoruz. Gün içinde gele müşteriler içinde bazen cebinde parası olmayanlar da var, gri çevirmiyoruz. Katkımız yoksul halka da oluyor. Kültürümüzden kaynaklı, parayı ikinci etaba koyuyoruz. Bizim için yerli-yabancı fark etmiyor. Hepsi bizim insanımız. Bir dürüm otuz lira olmuş. O yüzden insanlar için simit-ayran daha ekonomik. Simit kültürü ise eskiden beri var. Bu kültürü getiren ustalar zamanında İzmir'de çalışmışlar. Sonra Ali Paşa taraflarına simit yapımına başlamışlar. Yani simit kültürü balkanlardan kısaca Yunanlardan gelmiş. Daha evvel sokak simitleri vardı yağlıydı. Şimdi yerini sokak simitlerine bıraktı.” Diye konuştu.

“DEVLET DAİRESİNDE OLSAYDIM ŞİMDİYE KADAR EMEKLİ OLURDUM”

Uzun yıllardır Sur Urfa Kapı ’da simit-ayran sattığını ve çevredekilerin kendisini Dewci (Ayrancı) Murat olarak tanıdığını söyleyen Murat Sayar, ”Yaklaşık olarak 17, 18 senedir simit-ayran işi yapıyorum. Simit ayran çok eski bir gelenek ve gittikçe yaygınlaşıyor. Satışlarımız iyi ancak insanların alım gücü azaldığı için paranın kıymeti yok. Beşte bakkallara köyden gelen yoğurdumu alıp işe koyuluyorum. Akşam yoğurdu bitirene kadar da eve gitmiyorum. Günde 13 saat kalıyorum burada. Hayat şartları zor. Kolay bir iş yok. Üç çocuk okutuyorum. Şimdiye kadar devlet dairelerinde çalışıyor olsaydım emekli olurdum. Çoğunlukla esnaf halkı simit-ayran yemeye geliyor. İnsanlar uzak mesafedeki semtlerden kebap alıp, ayranını da benden alıyorlar.” Dedi.

“SİMİT-AYRAN EKONOMİK”

Simit ayranın ekonomik olduğunu belirten lise öğrencisi Mehmet Ali Yılmaz ise, “Simit-ayran ikilisini seviyoruz. Hem ekonomik olarak hem de lezzet olarak beğeniyorum. Dışarıda yemek yiyemeyen ya da simit-ayran yemeyen arkadaşlarımı da götürüyorum simit-ayran yemeye.  İlk defa gelen arkadaşlarım tekrar simit-ayran yemeye gidelim diyorlar.” Diye konuştu.

Haber: Remziye ÇELİK