Diyarbakır’da eskiden beri kaybolmayan mesleklerden biri olan Çekçek mesleğinin zorlu yaşam koşullarını sizler için derledik. Vatandaşlar genellikle taşıyamayacağı yükleri Çekçek Hamallarına para karşılığında taşıttırıyor. İş olması halinde her gün bir merkez ilçeden başka bir ilçeye, bir mahalleden bir diğer mahalleye, bir dar sokaktan öteki sokağa çekçek arabalarıyla yaz-kış demeden ağırlığınca yük taşıyarak ekmeğini elde etmeye çalışan yardıma muhtaç çekçekçileri, kentin her yerinde görmek oldukça mümkün.
“BEN 100 LİRA PARA ÇIKARSAM 400 LİRA PARA GİDİYOR”
Çocuklarımın okul masraflarını bile karşılayamıyorum diyen Hüseyin Çelik; “Sabahtan akşama kadar hamallık yapıyorum. Ağır eşyalar kaldırıyoruz. Bazen hiç iş olmuyor. Siftah bile yapamıyoruz. Bazı günler ise işler iyi oluyor. Ne bir düzenli maaşımız, ne de bir sigortamız var. Sadece bu çekçek arabam var, başka hiçbir şeyim yoktur. Yarın öbür gün bana bir şey olursa bana kim bakacak. Çocuklar benden bir şey istiyor onlara alamıyorum. Ayakkabıları yırtılıyor onları karşılayamıyorum. Çocuğum okula gidiyor bir masraf oluyor ben çocuğun masrafını karşılayamıyorum. Mecburen borç alıyorum tanıdıklardan. Bir ekmek olmuş 15 lira, 3 ekmek alsak 45 lira para yapıyor. Eskiden işler biraz iyiydi ama bu 2 senedir hiç iş olmuyor. Ben 100 lira para çıkarsam 400 lira para gidiyor. Bu işin içinden nasıl çıkacağım. Yaşım oldu 50 hiçbir gücüm kalmadı” Diye konuştu
“KİMSEYE MUHTAÇ OLMAYAYIM BENİM İÇİN YETERLİDİR”
10 yıldır Çekçek mesleğini yapan Hamdullah günce ise; “Gerçekten çok yorucu bir iştir. Bende şimdiden bel fıtığı çıktı. Bu işi yapanlar zamanla çöküyor. Tek başına yaşadığım için çalışmak zorunda kalıyorum. Çok ağır eşyalar taşıyorum. Buzdolabı olsun çamaşır makinesi, televizyon, buzdolabı gibi ağır eşyalar taşıyorum. Günde 100 ile 150 lira arasında kazanıyorum. Zaten ekmeğin tanesi olmuş 15 lira. Eve gidene kadar para kalmıyor. Bazen arkadaşlardan borç istiyoruz. Kimseye muhtaç olmayayım benim için yeterlidir” Diye konuştu