Denizler ise, okyanuslardan çok daha küçük olan ve genellikle okyanuslar ile karaların buluştuğu bölgede yer alan su birikintileridir. Denizlerin etrafı genellikle karalar ile sarılıdır. Bu tanımların tek istisnası Sargasso Denizi’dir; çünkü bu deniz sadece okyanus akıntıları ile tanımlanmaktadır.

Denizleri tanımlayabilmek için, bir adım geri atıp, öncelikle okyanusları tanımlamamız gerekmektedir: Okyanus, çok geniş bir alanı kaplayan su birikintisi olarak tanımlanmaktadır. Genellikle denizlerden çok daha büyük olan su birikintileri için kullanılmaktadır. Okyanuslar, büyük kara parçalarını birbirinden ayıran su birikintileridir.

DENİZLERİMİZİ TANIYALIM

Dolayısıyla denizlerimizi tanıyacaksak, belki de tek tek sıralamak yerine, denizlere yönelik olarak bazı genel sorular sormak daha öğretici olacaktır. Gelin bunu yapalım ve denizlerimizi biraz daha yakından tanıyalım:

EN KÜÇÜK DENİZ HANGİSİ?

Gezegenimiz üzerindeki en küçük denizin hangisi olduğu net değildir; ancak ülkemiz sınırlarında bulunan Marmara Denizi, en iyi adaylardan birisidir. Marmara Denizi’nden sonra sırasıyla Kortez Denizi, Pers Körfezi, Baltık Denizi ve Sarı Deniz gelmektedir.

Ancak bunlardan sonra karşımıza çıkan, 2.261 milyon kilometre karelik alanı kaplayan Bering Denizi’dir. Alaska ve Siberya arasında yer alan bu deniz, özellikleri kışları aşırı zorlu iklimler yaşar. Bu deniz içerisinde şu anda 400’den fazla balık türü yaşamaktadır.

AKDENİZ’İ DAHA YAKINDAN TANIYIN!

“Deniz” denince bizlerin aklına, 2.509 milyon kilometre kare alanıyla Akdeniz gelmektedir. İlginç bir şekilde, Akdeniz’in bu devasalığına rağmen Atlas Okyanusu’na açılan açıklığı (Cebelitarık Boğazı) sadece 17 kilometre genişliğindedir. Ortalama derinliği 1.5 kilometre olan Akdeniz’in İngilizce adı olan “Mediterranean”, Latincede “Dünya’nın ortasında” veya “iç karada” anlamına gelmektedir. Avrupalılar’ın, Avrupa’yı merkez alarak çizdikleri haritalarda ortada yer alan devasa bir deniz olmasından ötürü bu ismi almıştır.

Akdeniz üzerinden her gün geçen 300 civarındaki petrol tankeriyle, her yıl ortalama 370 milyon ton petrol taşınmaktadır. Ne yazık ki Akdeniz’in son birkaç on yılda giderek daha sıcak ve tuzlu hale gelmesi, Küresel İklim Değişikliği’nin doğrudan bir sonucudur ve bu değişimi giderek hızlandıran faktörlerden de birisidir.

Mesela, fotoğrafta görüldüğü gibi, Akdeniz’i Kuzey Amerika’yla kıyaslayacak olsak pratik olarak ABD’yi boydan boya kaplayacağını biliyor muydunuz?

KARAYİP DENİZİ

Bir diğer meşhur deniz olan Karayip Denizi ise, 2.514 milyon kilometre kare alana yayılmaktadır. Bu denizin sıcaklığı yaklaşık 24 derecedir ve yıl boyunca oldukça sabit kalmaktadır. Bu nedenle Atlas Okyanusu’nun en meşhur turistik mekanlarından birisi haline gelmiştir. Karayip Denizi’nde bulunan ve saat yönünün tersine olan akıntılar, durmaksızın devam eden depremler ve volkanik faaliyet gibi doğal özellikleri, Karayipler’i eşsiz bir yaşam alanı haline getirmektedir.

GÜNEY ÇİN DENİZİ

Güney Çin Denizi, kimi zaman politik açmazlarla gündeme gelen meşhur bir diğer dennizdir. 2.973 milyon kilometre alanı kaplayan bu deniz üzerinde sayısız ada ve adacık bulunur. Bu adaların büyük çoğunluğunda insanlar yaşamamaktadır ve halen bu adaların kime ait olduğu konusunda anlaşmazlıklar sürmektedir. Bu deniz içerisinde bulunan ve Spratly Adaları civarında bulunan 100 kadar ufak adada, bol miktarda balık ve petrol bulunmaktadır. Şu anda bu adalar üzerinde Çin, Tayvan, Vietnam, Melezya ve Filipinler hak iddia etmektedir.

ARAP DENİZİ

3.861 milyon kilometrelik alana yayılan Arap Denizi’ne kıyısı olan ülkeler arasında Hindistan, Yemen, Umman, İran, Pakistan, Maldivler ve Somalya bulunmaktadır. Asırlar boyunca Hindistan ve Avrupa ülkeleri arasındaki ticaretin kalbinde yer almış olan bu deniz, aynı zamanda “Arap Geceleri” isimli folklorik hikayelere de ilham kaynağı olmuştur.

OKYANUSLARIMIZI TANIYALIM!

Bu noktadan sonra ise denizlerden çıkarak, okyanuslara geçiş yapmaktayız.

En çok izlenen Türk dizisi finale gidiyor! En çok izlenen Türk dizisi finale gidiyor!

KUZEY (ARKTİK) OKYANUSU

Karşımıza çıkan en küçük okyanus, Arktik Okyanusu’dur. 13.2 milyon kilometre kare alana yayılan bu okyanus, Avrasya ve Kuzey Amerika tarafından sarılmaktadır. Kabaca ortasında ise Kuzey Kutbu yer alır. Arktik Okyanusu’nda yaşayan sayısız canlı arasında, soyu tükenme tehdidi altında olan manateler, deniz aslanları, foklar, kaplumbağalar ve balinalar da bulunmaktadır. Her ne kadar bu okyanusun büyük bir kısmı buzullarla kaplı olsa da, Küresel İklim Değişimi’ne bağlı olarak bu buzullar dikkate değer biçimde azalmıştır. Tarihteki en az miktardaki buzul, 16 Eylül 2007’de ölçülmüştür.

GÜNEY (ANTARKTİKA) OKYANUSU

52.646 milyon kilometre kareye yayılan Güney (veya Antarktikta) Okyanusu ise, Antarktika kıtasının etrafını sarmaktadır ve batıdan doğuya doğru akan akıntılara sahiptir. Tıpkı Arktik Okyanusu gibi birçok türe ev sahipliği yapan bu okyanus, albatros gibi soyu tükenme tehdidi altında olan dev kuşları da barındırmaktadır. Bu kuşların, antik halk hikayelerinde, ölmüş denizcilerin ruhları olduğuna inanılmaktadır.

HİNT OKYANUSU

Bir sonraki okyanusumuz Hint Okyanusu… 73.555 milyon kilometre kare alana yayılı bu okyanus, Afrika’nın doğusunda, Asya’nın güneyinde, Avustralya’nın batısında, Antarktika’nınsa kuzeyinde yer alır. Gezegen üzerindeki en sıcak okyanustur. Oldukça tuzlu olan Hint Okyanusu üzerinde bulunan Madagaskar Adası, Dünya’nın en büyük 4. adasıdır (ilk üç sırasıyla Grönland, Yeni Gine ve Borneo’dur). Hint Okyanusu’nun sakin suları, ticaretin yılın daha erken dönemlerinde açılabilmesini mümkün kılmaktadır. Bu sakinliğine rağmen Hint Okyanusu, tarihin gördüğü en yıkıcı tsunamilerinden birine ev sahipliği yapmıştır. 26 Aralık 2004’te meydana gelen bir okyanus altı depremi, Hint Okyanusu kıyılarını döven tsunamiler yaratmıştır ve 226.000’dan fazla insanı katletmiş, 1 milyondan fazla insanı evsiz bırakmıştır.

ATLANTİK (ATLAS) OKYANUSU

Son iki ise meşhur Atlantik ve Pasifik Okyanusları. Bu ikili arasından ufak olan, Atlas Okyanusu olarak da bilinen Atlantik Okyanusu… 86.5 milyon kilometre kare alana yayılan bu okyanus, Dünya’nın %21’ini kaplamaktadır. Kuzey ve Güney Amerika’yı, Avrupa ve Afrika’dan ayıran bu okyanus, aynı zamanda gezegenimizin en genç okyanusudur; yani jeolojik olarak en son (günümüzden 200-150 milyon yıl önce, Jura Devri’nde) oluşmuştur.

PASİFİK OKYANUSU

Dünya üzerindeki en büyük okyanus, Pasifik Okyanusu’dur. 166.2 milyon kilometre kare alana yayılan bu okyanus, Güney Okyanusu, Asya ve Avustralya arasında yer alır. Pasifik Okyanusu içerisindeki su miktarı, Atlas Okyanusu’nun yaklaşık 2 katı kadardır! Aynı zamanda tabanı jeolojik olarak en yaşlı olan okyanus da Pasifik’tir. Portekiz Dili’nde “sakin” anlamına gelen Pasifik, günümüzden 200 milyon yıl kadar önce oluşmuştur. (Yeşil Green)

Editör: Mücadele Gazetesi