Her yıl ilkbahar aylarında Afrika’dan üremek için Diyarbakır’daki Dicle Vadisi’ne gelen farklı türdeki kuşlar, yaklaşık 2 haftalık kuluçka döneminin ardından yavruladı. Dicle Üniversitesi'nden Prof. Dr. Ahmet Kılıç, "Kuluçka bitti, deyim yerindeyse şimdi kreş zamanı. Alanımızda yüzlerce kuş türü yaşıyor ve bir kısmı göçle geldiler. Afrika'da yaşıyorlar ama üreme zamanı Diyarbakır’a geliyorlar" dedi.
KULUÇKA BİTTİ, ŞİMDİ KREŞ ZAMANI
Yüzlerce kıyı ve ötücü kuş, yavrularını vadideki zengin böcek popülasyonuyla beslemeye başladı. Dicle Vadisi’nin kuşlar için önemli olduğunu belirten Dicle Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Kılıç, "Bulunduğumuz coğrafyada bu mevsimde pek çok kuş türü, memeli türü ve diğer türler yavrularını beslemeye başladılar. Kuluçka bitti, deyim yerindeyse şimdi kreş zamanı. Alanımızda yüzlerce kuş türü yaşıyor. Ve bu kuş türlerinin bir kısmı göçle geldiler, Afrika’da yaşıyorlar kışın, ama üreme zamanı Diyarbakır’a geliyorlar. Bunların varlığı bizlere başka türleri de hatırlatıyor. Beslendikleri türler genelde böcek türleridir. Burada yüzlerce böcek türü var ve bu böcek türleri de oldukça nadide türlerdir. Bunların da beslendiği yani av olan böceklerin de beslendiği böcekler ve bitki çeşitliliği var. Dolayısıyla biz burada Diyarbakır’da, Dicle Vadisi'nde büyük bir zenginliğe sahibiz. Bu besin zincirinin parçası olarak kendini gösterir. Alanımızda, Diyarbakır’da yaklaşık 300 kuş türümüz var. Bunun dışında memeli hayvanlarımız, sürüngenlerimiz, omurgasızlardan yumuşakça dediğimiz salyangozlarımız var” dedi.
“YAVRULARINI BESLEME TELAŞI İÇERİSİNDELER”
Tabiatta belirli bir düzenin olduğunu ve zararlı böcekleri tüketerek önemli bir işlevi yerine getiren kuşların korunması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Kılıç, şunları söyledi:
"Şu anda toygarlar, kırlangıçlar, ebabiller, çekirge kuşları, incir kuşları ve kiraz kuşları alanda onlarca tür yavrularını besleme telaşı içerisindeler ve beslendikleri türler de tabiatta aşırı üredikleri zaman bunlar tarlalara, insanlara zarar verebilecek durumdadırlar. Dolayısıyla kuşlar bizim biyolojik mücadele aracımızdır. Bu yüzden çok önemli bir işlevi yerine getirirler. Zararlıların sayısını deyim yerindeyse kontrol altında tutarlar. Dolayısıyla insanlar daha az tarımsal ilaç kullanır. Bu çok değerlidir. Çünkü tarım ilaçları tabiata ve insanlara ciddi hasarlar veriyor. Su kuşlarımız bu bölgede yoğun olarak bulunuyor. Kıyı kuşları olarak adlandırdığımız bu kuşlar, göl, gölet ve nehir kenarlarında bol miktarda bulunarak oralarda aşırı üreyen çeşitli haşerat diyebileceğimiz eklembacaklıların sayısının kontrolünde önemli bir görevi yerinde getirir. Tabiatta belirli bir düzen var. Şu anda da Diyarbakır’da deyim yerindeyse yavruların beslenme zamanı, kreş dönemi. Böylesine büyük bir faaliyet göze çarpıyor. Daha sonra yavrular kendilerine yeteceklerdir. Burada bizlere, insanlara da çeşitli görevler düşmektedir. Bu türlerin korunması için tabiata fazla zarar vermemek lazım. Kirlenme bu türlerin ortadan kalkmasına neden olur. Bu nedenle suda, toprakta ve havada kirliliğe neden olan çeşitli unsurlar var. Tarım ilaçları bunlardan biri, evsel atıklar var ve suya bırakılan kirlilik unsurları var. Biz bunları azaltacak olursak veya da atmayacak olursak bu türler uzun yıllar boyunca bölgemizi, şehrimizi Dicle Vadisi'ni kullanacaklardır. Dolaysıyla bizim daha sağlıklı bir ortamda yaşamamıza önemli katkılarda bulunacaklardır."