Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde bulunan Hasandin Yaylası’nda maden arama çalışmasına karşı başlatılan girişimler sürüyor. Son olarak 2008 tarihinde verilen ‘ÇED’ kararı için Diyarbakır Barosu ve Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) harekete geçti. Baro, Kulp ilçesi Hasandin bölgesinde maden arama ve işletme izni için verilen “ÇED gerekli değildir” kararının iptali için dava açtı.
ÇED GEREKLİ DEĞİLDİR RAPORU VERİLDİ
Hasandin (Hesandin) bölgesinde demir ve krom rezervleri çıkarılması için Mehmet Emin Eren'e ait Kulp madencilik ve Dış Ticaret Anonim Şirketi, "Çevresel Etki Değerlendirme" raporu için Diyarbakır Valiliği ve Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü'ne başvurdu. Başvuruyu inceleyen Bakanlık, arama için 11 Haziran 2008'de "ÇED gerekli değildir" kararı verdi. Nêrçik, Şînas, Dimilyan, Hêlin, Beyrok, İnika mahalleriyle onlara bağlı 100'ü aşkın mezranın su ihtiyacını karşılayan, hayvancılık, aracılık ve ipekböcekçiliğinin önemli geçim kaynağı olduğu bölgede başlatılan arama çalışmalarına halk tepki gösterdi.
'ÇED GEREKLİ DEĞİLDİR' KARARI DÜŞTÜ
Tepkilerin artmasıyla Diyarbakır Barosu ve Hesandin Platformu, "Bilgi Edinme Yasası" kapsamında konuya ilişkin Diyarbakır Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü'nden bilgi istedi. Müdürlük 6 Eylül 2024'te verdiği yanıtta, "11 Haziran 2008 tarih ve 272 karar numaralı (ÇED gerekli değildir) kararı 5 yıl içerisinde yatırıma başlanmadığı için düşürülmüştür" dendi. Bu bilgi üzerine maden şirketi, çalışmalarını durdurdu, tepkiler de dinmeye başladı.
BARO’DAN İPTAL DAVASI
Baroya "ÇED gerekli değildir" kararının geçerlilik süresinin dolduğu bilgisi veren yetkililerin şirketin bilgi talebine ise "ÇED gerekli değildir" kararının geçerlilik süresinin söylediği ifade edildi. Çalışmalar durmuşken 19 gün önce aynı bölgede yol çalışması yapılmaya başlandı. Duruma tepki göstererek çalışma alanına giden bölge sakinlerine yolun maden arama için yapılmadığı, kurulması planlanan askeri üs için yol yapıldığı askerler tarafından iletildi. Ancak, bakanlığın "ÇED gerekli değildir" kararının geçerliğini koruduğu yönünde verdiği yanıt, çalışmaların maden arama kapsamında yapıldığına dair kuşkuları artırdı. Bunun üzerine Diyarbakır Barosu Çevre ve Kent Komisyonu ve ÖHD işlemin iptali için İdare Mahkemesi'ne başvurdu.
