Diyarbakır'ın Bağlar ilçesi kırsal Tavşantepe Mahallesi’nde 19 gün boyunca kayıp olarak aranıp Eğertutmaz deresinde cansız bedeni bulunan Narin Güran'ın (8) davasının 2. gününde devam ediyor. Salim Güran’ın çalışanı olan Mehmet Selim Atasoy’un ise verdiği ifade öğrenildi.

Polis-adliye muhabiri Emrullah Erdinç resmi sosyal medya hesaplarından ifadeyi şöyle paylaştı;

“SAATİ TAM OLARAK HATIRLAMIYORUM”

Urfa'da hasta kadını taciz eden doktor hakkında yeni gelişme! Urfa'da hasta kadını taciz eden doktor hakkında yeni gelişme!

“Ben gittim, Salim ve benim oğlan sondajın orada oturmuştu. 
- Saatini hatırlıyor musun?
- Saat 15'i geçiyordu.
- İkindi ezanı okunmamış mıydı?
- Hatırlayamadım.
Tarlaya gittim, Salim ve Ramazan oradaydılar. Kısa bir süre oturdum. Tavşantepe ile Çarıklı arasındaki tarlaya indim suyu değiştirmeye gittim. Ondan sonra tekrar yukarı çıktım. Güneş batmak üzereydi. Tekrar Tavşantepe ile Batı Karakoç’un oraya gittim, güneş batmak üzereydi. Telefonu çaldı, bizim köyde bir çocuk kayıp dedi."
- Yani o zaman yaklaşık 4 saat tarlada birlikteydiniz.
- Saati tam olarak hatırlamıyorum.
- Salim ile konuştuğunuzda Salim’in hareketlerinden şüphelendiniz mi?
- Ben orada çok kalmadığım için…
- İddianameye göre, Salim Narin'i öldürdükten sonra oraya gelmiş oluyor. Hareketleri nasıldı?
- Onu bilmiyorum.
- 15:52’de sizi telefonda aramış. Ramazan size başka bir şey söyledi mi?
- Beni aramadı, öyle bir şey konuşmadık.
- 15:52’de bu konuşma neden gerçekleşti? Sizinle değil Ramazan ile konuşuyor. 
Sizi kaçta aradığını biliyor musunuz?
- Aradığını biliyorum, saatini hatırlamıyorum. 
Diyarbakır Barosu’ndan bir avukat, Mehmet Selim Atasoy’a soruyor; 
- 18:38’de neredeydiniz?
- Tavşantepe ile Çarıklı arasındaki tarladaydım.
- Oğlunuz Ramazan sizinle birlikte miydi?
- Hayır.
- Bir telefon konuşması var. Salim Güran oğlunuzu arıyor. Kürtçe bir konuşma. ''Senin bir şeyin düşmüş sınırda...'' diye. Bununla ilgili bir şey söyledi mi?
- Hayır, söylese ben de size söylerdim.
- 18:51’de bu kez oğlunuz arıyor, bir araçtan bahsediyor. Sonra 1 dakika sonra yeniden arıyor. ''Tamam gitti'' demiş. Nedir bu?
- Salim bize kaçaktan dolayı haber vermemizi söylemişti.
- TEDAŞ’ın gece saati teftişi oluyor mu?
Bir jandarma tutanağı var. Jandarma tutanağında, oğlunuz, ''Muhtar öğleden sonra geldiğinde her iki ayak bileğinin de paçaları ıslaktı'' demiş. Doğru mu?
- Hayır, öyle bir şey yok.
- Dere kenarına gitmediniz mi?
- Hayır.
Salim eve geldiğine kalabalığın içine girdik 
- Ama ifadenizde "Salim üstünü değiştirmeye girdi" demişsiniz.
- Evet üstünü değiştirmeye gitti.
Nahit Eren soruyor; 
- Sen yukarıdaki sondaj olan yere, Ramazan ile Salim’in yan yana olduğu yere tam olarak saat kaçta geldiğini hatırlıyor musun?
- Hatırlamıyorum. Genelde işçiyi sabah 06:00'da tarlaya bırakıyorum, sonra köye saat 15:00 gibi bırakıyorum, motosiklet ile tarlaya geri dönüyorum. 
- Süreyi hatırlamıyor musun?
- Hayır.
- Sen Narin’in nereden çıkarıldığını biliyor musun?
- Hayır, bilmiyorum.
- 3 tarlaya gittiğinde Eğertutmaz Deresi’nin konumunu görebiliyor musun?
- Bilmiyorum. 
Avukat Nahit Eren saat 16:28’de Salim Güran ile yaptığı bir telefon görüşmesinin dökümünü Kürtçe okuyor.
Salim Güran dahil olmaya çalışıyor. Avukatları ses kaydını talep etti.
Ses kaydı flash bellekten bilgisayara aktarılıyor ve mahkemede dinletilecek. 
Herkes ayağa kalktı, yemin edildi.
Her iki taraftan da Kürtçe bilen avukatlar, ses kaydını çevirecek. Kayıt şu an dinleniyor.
Ses kaydı, dosyaya “Abi derenin yanında o tekeri açtım, ben ne yaptıysam olmadı” şeklinde girdi. 
Sanık avukatı; “Tekeri açmaya çalıştım, açılmıyor” dedi.
Mehmet Selim Atasoy’a soruldu,
“bilmiyorum” dedi.
Avukatı, Salim Güran’ın el kaldırdığını belirterek söz hakkı verilmesini istedi.
Mahkeme Başkanı, Salim Güran’ı çağırdı.
"Salim, bu Kürtçe konuşma nedir?” dedi.
Salim Güran da "Biz traktörün arkasına takılan, taş atmak için kullanılan alete kepçe diyoruz." diye açıkladı ve tekrar yerine geçti.
Nahit Eren, çevirinin yanlış yapıldığını ifade etti.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı, Mehmet Selim Atasoy’a sordu:
- Salim size emir verir miydi?
- Hayır, bizim işimiz tarla işiydi, bize yardım ederdi.
- Nevzat’ı tanıyor musun?
- Tanımam.
- Salim’in maddi durumu nasıldı?
- Bilmiyorum.
- Saat kaçta Salim yayına geldi
- ⁠hatırlamıyorum 
- ⁠Salim Güranın 3 tarlası var o tarlanın konumu dereyi görebiliyor mu 
- ⁠Bilmiyorum 
- ⁠3 tarlada suyu değiştirmen ne kadar sürdü?
- ⁠Değişir zaman.
- ⁠Narin'in öldürüldüğü gün sen kepçe ile ilgilendin mi?
- ⁠Kepçe arabanın arkasında bağlıydı 
- ⁠Sen tarlaya gelen elektrikçileri gördün mü?
- ⁠Görmedim.”

Kaynak: Haber Merkezi