Türkiye Kültür Yolu Festivalleri’nin en önemli duraklarından biri olan Diyarbakır Sur Kültür Yolu Festivali sergiler, söyleşiler, tiyatro oyunları, dini etkinlikler ve çocuk etkinlikleri yapılıyor.

Diyarbakır Sur Kültür Yolu Festivali’nin haftasonu programında söyleşiler yer aldı. Festivalin ilk günü Yazar Sadık Yalsuzuçanlar, Ahmet Arif Edebiyat Müze Kütüphanesi’nde bir söyleşi gerçekleştirdi. Prof. Dr. Ahmet Tanyıldız “Diyarbakır Yakın Tarihini Şiirle Yazmak” adlı söyleşisiyle Dicle Üniversitesi Kültür Sanat Merkezi’ndeydi.

Dini sohbetlerin önemli ismi Nihat Hatipoğlu ise “Dosta Doğru” söyleşisini Fırat Türkmen ve Ahmet Fescioğlu dinletisiyle Kurşunlu Meydanı’nda gerçekleştirdi.

PROGRAMLAR VATANDAŞLARIN BEĞENİSİNİ KAZANIYOR

İzleyicilerden Rıza Yalçın, etkinlikleri beğeniyle takip ettiğini ifade etti.

Yalçın,  “Festival için Bingöl’den geldim. İlahileri dinlerken heyecanlanıyoruz ve bu söyleşiler sayesinde dini ve milli duygularımız artıyor.” diye konuştu.

15 Ekim Pazar ise Kurşunlu Meydanı’nda Prof Dr. Mehmet Emin Ay’ın “Ben Annemin Rüyasıyım” söyleşisi ve Mustafa Demirci dinletisi eşliğinde programda yer aldı.

“Hamit Aytaç İzinde Hüsn-i Hat” adlı Mehmethan Akan ve İsmail Erdoğan’ın söyleşisi ise 15 Ekim’de Şehzadeler Konağı’nda, “Prof. Dr. İdris Kadıoğlu ile Diyarbakır Divan Şiirinin Tekamülü” söyleşisi Dicle Üniversitesi Kültür Sanat Merkezi’nde. Festivalde ilk iki günün son söyleşisi “Sesimi Duyan Var Mı?” ise Şuara Mekan’da gerçekleşti.

PROGRAMA KATILAN NURULLAH TUNA, ŞUNLARI KAYDETTİ:

“Bu etkinliklerin Diyarbakır’ın tanınmasını sağlar. Çocuklarımızla, ailemizle güzel vakitler geçiriyoruz. Bu kültürel etkinlerin aynı şekilde devam etmesini belediyemizden beklemekteyiz. Özellikle çocuklar için yapılan etkinlikler çocukların hem kişisel gelişimine hem sosyal gelişimine daha fazla fayda sağlıyor.”

“DİYARBAKIR’A BİR CANLILIK KATMIŞ”

Tarihi Paşa Hamamı’nda ise “Antik Çağdan Günümüze Koku Kültürü Sunumu”gerçekleşiyor.

Gaziantep’ten kenti gezmeye geldiğini belirten Emine Akkurt, şunları aktardı:

 “Hem kültür açısından hem insanların kendilerini geliştirmesi açısından hoş bir şey olmuş. Diyarbakır’a bir canlılık katmış. İnsanların böyle kendilerini heyecanlı hissedeceği, sanatsal etkinliklerin iyi olduğunu düşünüyorum.”

Ankara’dan gelen Selvi Çavuş, ise Diyarbakır’ın herkesin gezi rotasında olması gerektiğini ve kentin tarihi ve turizm açısından çok güzel bir yer olduğunu ifade etti.

Steve McCurry’nin 51 eşsiz fotoğrafı Keçi Burcu’nda

Diyarbakır Sur Kültür Yolu Festivali kapsamında; Steve McCurry’nin ‘’Benim özüm insan’’ diyerek çıktığı yolda, tarihe yön veren dramatik olaylara tanık olmamızı sağlayacak belge niteliği taşıyan 51 eşsiz fotoğrafı sene sonuna kadar Keçi Burcu Sanat Merkezi’nde sergilenmeye başladı.

National Geographic Dergisi'nin 1985 Haziran sayısında yayınlanan Afgan Kızı (Sharbat Gula) portresiyle küresel bir üne kavuşmuş olan Steve McCurry’nin son 30 yıldaki işlerine yer verilen sergide; Sri Lanka’ya seyahatiyle başladığı ‘’Muson Yağmurları’’ projesinden, Uzak Doğu ve Ortadoğu ülkelerine gerçekleştirdiği sehayatlerde çektiği fotoğrafların yanı sıra, Körfez Savaşı, 11 Eylül, Beyrut İç Savaşı, Sovyet Rusya-Afganistan gibi tarihi olayları gözler önüne seren fotoğraflar yer alıyor.

Ayrıca, sanatçının İstanbul’da çektiği fotoğraflar ile Türkiye’nin tek magnum fotoğrafçısı Ara Güler'in portresi de sergileniyor.

“HERKESİN GEZMESİ, GÖRMESİ GEREKİYOR”

Sergiyi ziyaret eden Öğretmen Enes Aslan, Kültür Yolu Festivalinin çok güzel olduğunu söyledi.

Herkesin festivale katılması gerektiğini belirten Aslan, şunları dile getirdi:

“Dünyanın her yerinden çok güzel fotoğraflar var. Kendisinin söylediği gibi iyi bir fotoğraf insanın aklından çıkmayacak, unutulmayacak bir fotoğraftır. Burada baktığımızda çok basit gibi gözüküyor ama insanı gerçekten etkileyen çok farklı yerlerden unutulmayacak fotoğraflar var. Herkesin gezmesi, görmesi gerekiyor.”

Ziyaretçilerden Erkan Deniz ise, Sur Kültür Yolu Festivali’nin Diyarbakır’ı güzel bir şekilde tanıttığını ifade ederek, sergilenen fotoğrafların farklı ve dikkat çekici olduğunu kaydetti.

Cemil Paşa Konağı el sanatları atölyelerine ev sahipliği yapıyor

“Geçmişin Işığında Ustaların Elinden Geleneksel El Sanatları Atölyeleri” Cemil Paşa Konağı’nda vatandaşların ilgisine sunuldu.

Ebru sanatçısı Ayşegül Kavaz, sergilerin sanata katkı sunduğunu kaydetti.

Kavaz, şunları dile getirdi:

“Dünyanın bir çok yerinde, bir çok kültürde, bir çok medeniyette ve bir çok tarihi bölgede ebru gösterilerini yapma şansım oldu. Özellikle Diyarbakır’ı bir çok arkadaşımla belgesellerden zevkle izliyordum. Bu kadar gizemli ve bu kadar değişik bir mimarinin içerisinde olduğunu bilmiyordum. Böyle bir şeyi keşfetmiş olmak çok heyecanlandırdı. Gerçekten çok mutlu oldum. Burada olmaktan çok mutluyum.”

Haber: Halide GÜNEŞ

Editör: Mücadele Gazetesi