Milattan önce 15. yüzyılda Antik Mısır’da hüküm süren Hatşepsut, tarihin en dikkat çekici ve etkileyici kadın liderlerinden biriydi. Yaklaşık 3 bin yıllık Mısır tarihinde firavun unvanıyla tahta çıkan üçüncü kadın oldu ve bu konumda eşi benzeri görülmemiş bir güce ulaştı. Hatşepsut 21 yıllık hükümdarlığı boyunca elde ettiği başarılar, onu Mısır’ın en büyük firavunları arasına koydu. Ancak ölümünden hemen sonra yürütülen acımasız bir sansür kampanyası, varlığının tüm izlerini ortadan kaldırdı.

TARİHTEN SİLİNEN KADIN: HATŞEPSUT
3 bin 500 yıl boyunca tarihin karanlıklarında kalan Hatşepsut, aslında Kleopatra’dan çok daha önemli bir figürdü. Hükümdarlığı sırasında Mısır’a barış ve refah getiren kadın firavun, Krallar Vadisi yakınındaki Deir el-Bahri gibi görkemli anıtların inşasına öncülük etti.

Ancak yönetme hakkı, zayıf temellere dayanıyordu. Hatşepsut, MÖ 1507 civarında Firavun I. Thutmose ve Kraliçe Ahmose’nin kızı olarak dünyaya geldi ve üvey kardeşi Thutmose II ile evlenerek kraliçe olmuştu. 1479 yılında kardeşinin ölümüyle, henüz tahta çıkacak yaşta olmayan üvey oğlu Thutmose III için naip olarak atandı.

Hatşepsut, MÖ 1507 civarında Firavun I. Thutmose ve Kraliçe Ahmose’nin kızı olarak dünyaya geldi. 12 yaşında, babasının ölümünden sonra üvey kardeşi II. Thutmose ile evlenerek Mısır kraliçesi oldu. Ancak kocasının genç yaşta ölümü üzerine henüz çocuk yaştaki üvey oğlu III. Thutmose’nin naipliğini üstlendi.

Genç kralın büyümesiyle iktidarı bırakması beklenirken, Hatşepsut bambaşka bir karar aldı ve kendini firavun ilan etti. Ölümüne dek tahtta kalmayı başaran Hatşepsut, krallık iddiasını güçlendirmek için kendini erkek kıyafetleri ve sakallı olarak tasvir ettirdi.

HATŞEPSUT’UN FİRAVUNUN BAŞARILARI
Hatşepsut’un krallığını sağlamlaştıran en büyük unsur ise liderlik yetenekleriydi. En büyük başarılarından biri, Kızıldeniz yakınlarındaki Punt diyarına düzenlediği başarılı seferdi. Bu seferden, altın, fildişi ve çeşitli egzotik hayvanlar gibi sayısız zenginliklerle döndü.
Ancak Hatşepsut’un ölümünden sonra, Thutmose III iktidara geçtiğinde, onun anısına yapılan tüm anıtları yok ederek adını tarihten silmeye çalıştı. Kendi askeri başarılarıyla ünlü olmasına rağmen, Thutmose III, üvey annesinin başarılarını kendi efsanesine katmak istemişti.

TARİHİN YENİDEN KEŞFİ
Hatşepsut’un adı, 1822’de Deir el-Bahri’deki hiyeroglifler çözüldüğünde yeniden keşfedildi. Bu keşif, Thutmose III’ün yarattığı tahribatı onarma sürecinin başlangıcı oldu ve antik Mısır’ın en güçlü kadınının hikayesi parçalar halinde bir araya getirildi.

Yeni virüs 4 ülkede görüldü! Hızla Türkiye’ye doğru geliyor Yeni virüs 4 ülkede görüldü! Hızla Türkiye’ye doğru geliyor

Ünlü Mısırbilimci Howard Carter, 1903 yılında Krallar Vadisi’nde kadın firavunun boş lahitini buldu. Ancak mumyalanmış bedeni, yakınlardaki küçük bir mezarın zemininde yüzyıl sonra keşfedilebildi.

O zamandan beri arkeologlar, Hatşepsut’un adını taşıyan ancak tahrip edilmiş birçok anıtın kalıntılarını buldu. Genellikle bu isimler, bir erkek firavunun adıyla kazınmış veya üzeri örtülmüş haldeydi.

Sonuç olarak, Thutmose III, üvey annesinin olağanüstü yükselişini ortadan kaldırmak yerine, onun mirasını daha da güçlendirmiş oldu. Bugün, Hatşepsut’un cesurca iktidara yükselişi, antik Mısır tarihinin en dikkat çekici bölümlerinden biri olarak kabul ediliyor.

Kaynak: IFL Science