DEM Partili Van Büyükşehir Belediyesi'ne kayyum atanması sonrası Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan 'Süreç ve Kayyım' başlıklı bir basın toplantısı düzenledi. Toplantıda konuşan Hatimoğulları, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a seslenerek "Erdoğan'a soruyoruz. Van'a kayyum atayarak var olan süreci dinamitlemek mi istiyorsunuz, bu diyalog sürecini darbelemeyi mi istiyorsunuz? Kayyumun evvelden atandığını biz çok iyi biliyoruz. Talimatın yurt dışında döndüğü gibi verildiğini de çok iyi biliyoruz" ifadelerini kullandı.
İşte Hatimoğulları’nın konuşmalarından bazı
“BUNLARI ASLA KABUL ETMİYORUZ”
"31 Mart'tan sonraki mazbata tartışmaları sırasında Van halkı tarihi bir direnişe imza attı" diyen Hatimoğulları, Van'a kayyım atanmasını 'rövanşist' bir tutum olarak tanımladı. Hatimoğulları, "Bu iktidar, Kürt halkından Van direnişinin intikamını almak istediği için kayyum atanmıştır. Kayyum bizim nezdimizde yok hükmündedir. Bu iktidar, Kürt halkından Van direnişinin intikamını almak istediği için kayyum atanmıştır. Kayyum bizim nezdimizde yok hükmündedir. Bunları asla kabul etmiyoruz. Bugün sadece Kürt belediyelerine değil, kent uzlaşısıyla seçilen İstanbul'daki belediye meclis üyeleri ve başkanlarına yapılan operasyonlar da ortada. Uzlaşıyı yargılayan bir iktidarın barış hakkında ne düşündüğünü bilemiyoruz. Bu bütün toplumu kaygılandırmıştır. Bugün dünyanın hiçbir yerinde bir uzlaşı dava konusu edilmemiştir. Türk-Kürt kardeşliği dava edilmemiştir."
“BAHÇELİ HAKKINDA DA DAVA AÇMALARI GEREKİYOR”
"Bugün Türk-Kürt kardeşliğini 1 Ekim'den bu yana Sayın Bahçeli yaptığı her açıklamada ifade etti" diyen Hatimoğulları, şöyle devam etti:
"Bu saiklerle değerlendirdiğimizde Devlet Bahçeli hakkında da dava açmaları gerekiyor. Çünkü aynı söylemi söyleyen, aynı söylem üzerinden hareket eden yaklaşım, kent uzlaşısı, Cumhuriyet Başsavcısı'nın gözaltına alma gerekçesinde ifade ettiği kent uzlaşısını bir örgütsel suç, Türk-Kürt kardeşliğini ifade etmeyi bir örgütsel suç olarak göstermiştir. Bizler bunu asla kabul etmiyoruz. İktidar zannetmesin ki diyalog süreci devam ederken bu yapılanları normal diye algılayacağız. Bizler barış için on yıllardır mücadele ediyoruz, bunun için en ağır bedeli ödeyen siyasi partiyiz. Biz barış için mücadele etmekten bir adım bile geri adım atmayacağız. Erdoğan, AKP ve iktidar ise bunun tam tersini yapmaktadır. Türkiye'deki bütün muhalif kesimler bu sürecin bir barışla sonuçlanmasını beklemektedir. Onlar ne yaparsa yapsın biz barıştan vazgeçmeyeceğiz. Ama burada oyunu bozan, burada diyaloğu darbeleyen, burada diyaloğu dinamitleyen bu iktidarın kayyum atamalarıdır, tutuklamalarıdır, baskılarıdır. Bunları asla kabul etmediğimizi burada bir kez daha belirtiyoruz."