Diyarbakır’ın merkez Bağlar ilçesinde yıllardır geciken bir hiçbir adım atılmayan kentsel dönüşüm, büyük mağduriyetlere yol açıyor. Eski Bağlar diye tabir edilen Kaynartepe, Muradiye, Fatih, Körhat, Yunusemre mahalleleri yıllardır kentsel dönüşüm beklerken, Bağcılar Mahallesi ise hem yapılan hizmetlerle dikkat çekerken hem de Türkiye’nin en kalabalık ilçesi konumunda yer alıyor.
Bağlar Demokrasi Platformu, geçtiğimiz günlerde bir tarafı kaderine terk edilmiş, diğer tarafı ise hizmette Türkiye sıralamasında yer alan ilçe için harekete geçmiş, başta belediye ve Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne çağrıda bulunmuştu. İlçenin kaderi ve geleceği için tek çözümün yerinde dönüşüm olduğunu açıklayan ve çağrıda bulunan platformun çağrısı karşılık buldu ve dönüşüm müjdesi geldi.
Kentsel dönüşüm mücadelelerinin sonuç verdiğini ve kentsel dönüşüm çalıştayının başlayacağını duyuran Bağlar Demokrasi Platformu’ndan yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
MART AYINDA ÇALIŞTAY BAŞLIYOR
“Bağlar da kentsel dönüşüm mücadelemiz sonuç verdi. Diyarbakır kentsel dönüşüm çalıştayı başlıyor. Mart ayında yapılması planlanan çalıştay ile yol haritası belirlenecek. Konuyla ilgili davet edildiğimiz Bağlar Belediyesi heyetimizi bilgilendirdi. Çalıştayla ilgili hazırlıklarımızı yapıp katılacağımızı ve bu süreçte yurttaşlarımızı yalnız bırakmayacağımızı bildiririz.
BAĞLAR İÇİN TALEP EDİLENLER
Sürekli bir değişim içerisinde olan kentlerin geçirmekte olduğu bu süreç kentleşme olarak adlandırılmaktadır. Kentleşme, nüfusa bağlı bir büyüme, fiziksel alanda yayılma, ekonomik, sosyal ve kültürel yapıda sürekli bir değişimi ve devingenliği ifade etmektedir. Bu değişim ve dönüşümler, kimi zaman mekân ve yaşam kalitesini arttırıcı yönde olurken, kimi zaman da mekanın ekonomik, toplumsal, çevresel ve fiziksel bozulması olarak kendini gösterir Plansız ve çarpık yapılaşma, alt yapı sorunları, gecekondulaşma, hızlı sanayileşme, arsa ve kira fiyatlarındaki artış, vb. gibi bu sorunlar kentlerin çöküş sürecini hızlandırmakta ve kentlerin geleceği için hayati derecede önem taşımaktadır. Son dönemlerde artan iç göç yani kırsaldan kente göç, kırsal köylerin mahalle statüsüne kavuşturulması ve Sur olaylarından sonra nüfusun ilçemize yoğunlaştırılması da ayrıca olumsuz etkenler içerisinde yer almaktadır.
TEK ÇÖZÜM YERİNDE DÖNÜŞÜM
Kent hakkı; kent kaynaklarına ulaşma ve bireysel özgürlükten çok öte bir şeydir: Kenti değiştirerek kendimizi değiştirme hakkıdır aslında, bunun yanı sıra bireyselden çok ortak bir haktır. Neden? Çünkü bu dönüşüm kaçınılmaz olarak kentleşme süreçlerini yeniden şekillendirmek üzere ortaklaşa bir gücün kullanımına dayanır. Bu sorunların, mekânsal, toplumsal ve ekonomik anlamda çözülmesi amacıyla gerçekleştirilen müdahaleleri içeren süreç genel olarak “kentsel dönüşüm” olarak adlandırılmaktadır. Kentsel dönüşüm, kentsel problemlerin çözülmesini sağlayan kapsamlı bir eylemdir. Kentsel dönüşüm uygulanacak alanın; fiziki, sosyal, ekonomik ve çevre yönünden köklü iyileştirme sağlaması için bir arayıştır. Sosyal, ekonomik, fiziksel ve kültürel etkileşimin sonucu olan şehirler, hızla değişen ve dönüşen kent alanları için kentsel politikalar geliştirmişlerdir. Türkiye’de kentsel dönüşüm kavramı bilhassa 1980’lerden sonra gündeme gelmiştir. Artan nüfusun konut ihtiyacında oluşturduğu talep, gerek ekonomik gerekse toplumsal faktörlerle olsun farklı tip konut modellerini üretmektedir. Kentsel dönüşüm sürecindeki asıl amaç; sosyo-kültürel ve fiziksel yönden çöküntü içine girmiş kentsel bölgelerin kent ile bağlantısını tekrar kurarak canlı mekanlar haline getirmek ve bu bölgeleri kente tekrar kazandırmaktır. Gündemdeki son düzenlemelerden olan dar gelirli sınıfa sağlanan konut ve arsa imkanları da bu gelişmelere örnek olarak gösterilebilir. Yapılan tüm yenilikler doğrultusunda yeni tasarlanacak konutlar, yapılacak yerin coğrafi şartlarına saygılı ve işlevsel özellikte olmalıdır. Her vatandaş kent hakkı sahip uygun bir çevrede yaşamayı ve o alana ait hissetmeyi hak etmektedir. Bu açıdan, kentsel dönüşüm olgusu, toplumsal öğelerden dışlanarak; matematiksel olarak uygun, ancak estetik, sosyal bilinç ve sosyo-ekonomik adalet açısından olumsuz örnekler oluşturacak şekilde dizayn edilmemelidir.
MAHALLELER BOŞALTILDI: TACİZ, MADDE BAĞIMLILIĞI ARTTI
Kentsel dönüşüm projeleri, kent alanlarında var olan sorunları artırmamalı, aksine çözmelidir. Diyarbakır’da ’de uygulanan kentsel dönüşüm projelerinin olumlu yönleri olduğu gibi olumsuz yönleri de vardır. Kentsel dönüşüm konusu kapsamında bahsedilen kent hakkı ve aidiyet kavramları herkes için oldukça önemlidir. Bu konu hakkında yapılan kısa filmlerden biri olan ekümenopolis de işlenen kentsel karmaşa durumu, yazılan makaleler ve kitaplar da bu konunun gelişim sürecinde çok büyük rol oynamaktadır. Bu sayede kentsel dönüşümün insanlar ve kentler üzerindeki olumlu olumsuz etkileri herkes tarafından anlaşılmaktadır. Ayrıca kent hakkı, aidiyet gibi kavramların bilinmesi ve anlaşılması da gerekir. Ayrıca, bu kavramların kentsel dönüşüm üzerindeki etkilerini gözlemlemek ve anlamak da hepimiz için oldukça önemlidir. Önceki Dönem Bağlar Belediyesi’nin Kaynartepe başta olmak üzere mahallelerde yapmak istediği veya yapamadığı projeler sonrasında aidiyet duygularından uzak getto oluşumlarını barından bir bölge haline dönüşmüştür. Mahallelerin boşaltılması yer temin edilmemesi gibi mağduriyetlerinin yanında mahallelerdeki metruk yapılar ve sokaklar taciz tecavüz madde bağımlıları için istenilen ortamı sağlamıştır. Mahallelerimizde yaşayan vatandaşlarımız bu durum üzerine tedirginliklerini bildirmeleri aşikar, sosyo ekonomik durumları iyi olmayan Ailelerimizde orada can ve mal güvenliklerinin tehlikede olduğunu bildirmeleri kadar doğal bir süreç yoktur.
BAĞLAR İÇİN YAPILMASI GEREKENLER
1) Belediyenin sınırları içinde yer alan ilk yerleşim yerlerinde imar çalışması başlatılarak kaçak yapıların proje ve izinle yerinde dönüşümünü sağlayarak kamun denetimine alınıp yurttaşın sağlıklı bir yapıyla her türlü doğal afete karşı korunmasını sağlamak
Çarpık kentleşmenin ortadan kalkmasını hızlandırmak
2) Yıkımı gerçekleşmiş metruk yapıların ya da hasarlı yapıların yıkım alanlarında ki moloz ve taşlarının ortadan kaldırılarak toprakla örtülüp yasıl alanlara dönüştürülmesi... Böylelikle oluşmuş çevre k kirliliğinin yok edilmesi çocukların kadınların mahalle kültürüyle bir araya gelmesini sağlamak
3) Çökmüş kırılmış parçalanmış sokakların yeniden onarılması
4) Bu mahallelerde gelişi güzel oluşturulan hurda toplama eskici adlı yerlerin kirlilik ve düzensiz oluşları nedeniyle fare ve cırdonların toplanma geçe sokaklara çıkması önlenmeli izinsiz ve ruhsatsız bu yerlerin mahallelerin orta yerinde açılmasını engellemek başıboş yapı ve metruklardan elde edilen metaların satışı için çocukların tehlikeye girmesini önlemek
5) Temizlik ekiplerin düzenli çalışma ve disiplini sağlanıp metruk yapıların çöplük alanları haline gelmesinin önüne geçmek
6) Kamuya ait deprem dolayısıyla yıkılan alanların yeşil alan ve deprem toplanma alanları olarak belirlenmesi”