Diyarbakırlı SMA’lı Alpaslan için anlamlı destek! Kumbaralarını açtılar Diyarbakırlı SMA’lı Alpaslan için anlamlı destek! Kumbaralarını açtılar

Diyarbakır’da çevresi yüksek duvarlı, dikenli teller ve güvenlik kameralarıyla donatılmış avlulu bir evde kendini “Şeyh” olarak tanıtıp randevulu sistemle sıraya giren çoğu kadın ziyaretçilerine 250 ila 500 lira karşılığında fiş keserek maddi menfaat temin ettiği gerekçesiyle gözaltına alındıktan sonra adli kontrol kararıyla serbest bırakılan A.A hakkında yürütülen soruşturma tamamlandı.

Sözcü'nün haberine göre, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianameyle “Tekke ve zaviyelerle türbeleri seddine ve türbedarlıklar ile bir takım unvanların men ve ilgasına dair kanuna muhalefet” etmek suçundan dava açıldı. “Dini inanç ve duygularının istismarı suretiyle dolandırıcılık” suçundan ise takipsizlik kararı verildi. Şeyh’in adına kayıtlı biri Audi, diğeri Tiguan iki adet lüks jeep çıktı. A.A, bu araçlardan birini kendisinin, diğerini de oğlunun kullandığını söyledi, savunmasında "Ehlibeytin soyundan geliyorum, ben ve ailem Seyidiz, para almadım gönüllü dua yazarım" dedi.

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, yerel ve ulusal basın ile sosyal medya platformlarında konuyla ilgili haberlerin yer alması üzerine re’sen başlatılan soruşturma kapsamında, dolandırıcılık büro amirliğine bağlı polislerin harekete geçtiği, nöbetçi Sulh Ceza Sorgu Hâkimliğinden alınan arama ve el koyma kararı üzerine bahse konu avlulu evde arama yapıldığı belirtildi.

Aramada 96 adet jelâtine sarılmış ve 1 adet de kâğıda sarılmış Arapça yazılar içeren muskalar, 23 adet de dua hazırlamada kullanıldığı belirlenen kurşun, yine ipe sarılı halde 3’lü muska, 4 adet Arapça yazılı kaşe, 30 adet sıra fişi olarak kullanılan kâğıtlar, çok sayıda halka, bir adet görüntü kayıt cihazının ele geçirildiği, bununla birlikte sanığın telefonuna da imajı alınmak üzere el konulduğu bildirildi. 

"AİLEM EHLİBEYT'İN SOYUNDAN GELİYOR"
İddianamede sanık 'Şeyh’in savunmasına da yer verildi. ifadesinde, kendisinin Kötekan Dergâhı'na bağlı olduğunu, ailesinin de Ehlibeyt'in soyundan geldiğini belirterek şunları söyledi:

- Bu dergâh bana aittir. Ben ve ailem Seyidiz. Dergâhıma bağlı olan insanları da dergâh olarak kullandığım bu adreste kabul ederim. Burada birlikte zikir eder ve sohbet yaparız. Sohbetlerimizde insanlar gelip bana dertlerini ve sıkıntılarını anlatırlar. Ben de onlarla birlikte bu sıkıntılarına ve dertlerine çözüm için birlikte dualar ederiz. Bu sıkıntıda olanlar benden kendilerine dua yazmamı isterler. Ben de onlara şifa olsun diye okunması gereken duaları okurum.

- Bunun haricinde kesinlikle kimseden yazmış olduğum dualar ya da farklı şekilde maddi menfaat temin etmek amacıyla para talep etmedim ve kimseden bu iş karşılığında ücret almadım. Hatta para vermek isteyenler olduğunda reddettim. Hakkımda çıkan haberler asılsızdır. Ben kimseye muska ve büyü yapmadım. Sadece şifa bulmaları için dua yazdım. Evimdeki aramada polisin ele geçirdiği malzemelerin hepsini dua yazmak için kullanıyordum. Bir kısmı da zaten zikir esnasında çalınan müzik aletlerinin parçalarıdır.

Editör: Mücadele Gazetesi