Diyarbakır'da sevdiğine olan yoğun duygu ve hislerini dile getiremeyen kimi aşıklar, çareyi duvar ve saclarda buldu.
DESTANSI AŞKLARI GERİDE BIRAKTI
"Seni seviyorum", “Bir kıza sevdalanmak merhabalarla vedalaşmak”, “Bu kalp seni unutur mu?”, “Sözüm söz ölümüne seveceğim”, “Bu kalp seni sevecek güzel kadın”, “Kilometreler önemsiz, sen tüm dünyaya denksin”, “Geçmişi silmesek de olur, geleceği birlikte yazalım”, “Birgün pişman olup da döneceksin geri”, “Sahte aşklara inat yaşasın manitasız hayat”, “Ya saraylar ya zindanlar”, “Düşle ama düşme”, “Esaretiyle yaşayan esaretiyle ölür”, “Ya düşer başım dizlerime ya da nasip olur bir hasmıma”, “Ulan hayat, aşk yalandır”, “Yarım kaldık”, “Birazdan ölürüz belki, sen hep yazdığımı veda say” gibi aşk ve manidar dolu sözler duvar ve saclara yazan Diyarbakırlı aşk sarhoşları, tarih ve edebiyat sayfalarında aşkları destan olan Leyla ile Mecnun, Ferhat ile Şirin, Kerem ile Aslı, Tahir ile Zühre, Mem ile Zin aşklarını adeta geride bıraktı!
AŞK NE DİNLER NE TANIR
Aşk ne ferman dinler ne de mekan ve zaman. Aşk ne engel tanır ne de şahıs ve şahsiyet. Aşk ne yanlışı kabul eder ne de ihaneti. Aşk ne vatansızlığı kabul eder ne de sahipsizliği. Kısacası, aşk ne korku dinler ne ölüm.
AŞK KİRLENDİ Mİ, ÖLÜR
Aşk yapmacıkları değil doğallık ve gerçekleri sever. Aşk samimiyet, mahçubiyet, emek, fedekarlık, sadakat ve vefa ister. Aşk yeri gelir ihtiras yeri gelir itiraz olur. Aşk zaman ve mekana uymaz. Aksine zaman ve mekanı kendine uydurur aşk. Aşk paktır, çıkarsızdır, kirlenmeyi ve kirli oyunları asla sevmez; kirlendi mi oracıkta ölüp ruhunu teslim eder.
KİRLENMEYEN AŞKLAR ÖLÜMSÜZDÜR
Kirlenmeyen aşklar ise ölümsüz eserler gibidir. Her daim ve her devirde ses getirerek, örnek alınarak yaşamıştır ve yaşayacaktır. Tıpkı Diyarbakır'daki çılgın aşıkların tertemiz ve çıkarsız aşkları ve ihtirasları gibi. Büyüleyici aşkları o kadar temiz ve o kadar içtendir ki bazen kollarına bazen yollara bazen de duvar ve saclara büyük bir titizlikle yazıp dile getiriyorlar o eşsiz emsalsiz muazzam aşklarını.
SAC VE DUVARLARA AŞKLARINI YAZDILAR
Sevdiğine karşı biriktirip beslediği aşk, sevgi, duygu ve hislerini sevdiğinin yüzüne cesaret edip de söyleyemeyen Diyarbakırlı genç aşıkların imdadına yine her zamanki gibi sac ve duvarlar yetişiyor. Bir sayfa gibi kullandıkları sac ve duvarlara bir birinden manidar ve büyüleyici aşk sözleri ile kendisinin ve sevdiğinin baş harflerini yazan aşk sarhoşları, bu yöntemle aşklarını sevdiklerine ilan ediyor.
DİYARBAKIRLI AŞIKLARDAN MANİDAR DOLU AŞK SÖZLERİ
Sevdiğine olan aşırı duygu ve hislerini yüzüne söylemekten çekinen ya da bu büyük his ve duyguları bir türlü kalbine, yüreğine sığamayan deli dolu genç aşıklar, çareyi duvar ve saclarda buldu.
"Seni seviyorum", “Bir kıza sevdalanmak merhabalarla vedalaşmak”, “Bu kalp seni unutur mu?”, “Sözüm söz ölümüne seveceğim”, “Bu kalp seni sevecek güzel kadın”, “Kilometreler önemsiz, sen tüm dünyaya denksin”, “Geçmişi silmesek de olur, geleceği birlikte yazalım”, “Birgün pişman olup da döneceksin geri”, “Sahte aşklara inat yaşasın manitasız hayat”, “Ya saraylar ya zindanlar”, “Düşle ama düşme”, “Esaretiyle yaşayan esaretiyle ölür”, “Ya düşer başım dizlerime ya da nasip olur bir hasmıma”, “Ulan hayat, aşk yalandır”, “Yarım kaldık”, “Birazdan ölürüz belki, sen hep yazdığımı veda say” gibi aşk ve manidar dolu sözler duvar ve saclara yazan Diyarbakırlı deli dolu aşıklar, tarih ve edebiyat sayfalarında aşkları destan olan Leyla ile Mecnun, Ferhat ile Şirin, Kerem ile Aslı, Tahir ile Zühre, Mem ile Zin aşklarını adeta arka planda bıraktı!
Haber: Orhan YALÇIN