Dicle Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü öğrencisi olan Diyarbakırlı genç şair Hamza Tokmak, ilk şiir kitabı olan Ba'yı Kürtçe ve Türkçe olmak üzere 2 dilli olarak yayınladı. Şu anda Diyarbakır Kitap Fuarı'nda okurlarıyla buluşan Ba, şimdiden kitapseverler tarafından beğeni görmeye başladı.

Lise yıllarında şiire duyduğu sevgi ve merakla defterini karalamaya başladığını söyleyen Tokmak, "Şiirle tanışıklığımın hikayesi çocukluğuma kadar uzanır. Küçükken mevlidlerde okunan klasik Kürt şiirleri beni büyülemişti adeta. Özellikle Melayê Bateyî’nin Mevlidi her okunduğunda ruhumda bir kıpırdanma hissederdim. İki mıknatıs düşünün, birbirlerine yaklaştıklarında nasıl da cezbeye girmişçesine birbirlerini çekmeye çalışırlar. Biri hareket ettikçe öbürü ayak uydurur. Şiirde bu ahengin bir benzerini farkında olmadan algılamıştım." dedi.

Diyarbakır’daki bu kirayı gören, gözünü ovup bir daha baktı! Diyarbakır’daki bu kirayı gören, gözünü ovup bir daha baktı!

"ŞİİRİN KAZANDIRIĞI PERSPEKTİFLE DİLLERİN ZENGİNLİKLERİNİ MÜŞAHADE ETMEMİ SAĞLADI"
Şiir yazmanın önemine ilişkin konuşan Tokmak, "Her ne kadar bir şiir kitabı olmasa da edebi üstünüğüyle beni hayran bırakan Kur’an-ı Kerim de aynı tesiri bırakmıştı üstümde. Arapça bilmiyordum o zamanlar ancak güzel sesli bir hafızın dilinden dinlediğim bir kıraat semavi bir melodinin ötesinde şuurumu altüst eden edebi bir çekim alanına sürüklüyordu beni. Yıllar sonra henüz bir lise öğrencisiyken Necip Fazıl’ın şiirleriyle tanışınca bu durumun bir benzerini yaşadım ve şiirin farkına o zaman vardım. Ancak şu gerçeği de burada eklemem lazım : henüz 15-16 yaşlarında üç ayrı dilin fevkalade zenginliğine tanıklık etmiştim: Türkçe, Kürtçe ve Arapça. Bu dillere sonraki yıllarda İngilizce ve özellikle Farsça da eklenince bir Arap deyimiyle nurun ala nur (nur üstüne nur) olmuştu. Bu durum beni herhangi bir ideolojiye sıkışıp kalmaktan kurtarmanın yanında şiirin bana kazandırığı perspektifle bu dillerin (kütürlerin) muhteşem güzelliklerini ve zenginliklerini müşahade etmemi sağladı." diye konuştu.

"DİLLER HİÇBİR ZAMAN AYRIŞTIRMANIN ve ÖTEKİLEŞTİRMENİN AYGITI OLMADILAR"
Dil zenginliğinin kültürel ve toplumsal olarak renkli bir perspektifle önemli olduğunu aktaran Tokmak, "Neticede iki dilli, yani Kürtçe ve Türkçe bir şiir kitabımın bugünlerde çıkmış olmasının bu hakikatin bariz bir ürünü olduğu kanattindeyim. Diller ve beraberinde taşıdıkları kültürler hiçbir zaman ayrıştırmanın ve ötekileştirmenin aygıtı olmadılar benim için.Kitabımın iki dilli olmasının bir nedeni de budur. Ben ‘İnsan denince akla gelen her şeyi bulabileceğiniz’ bir coğrafyanın tam kalbinde açtım gözlerimi dünyaya, yani Diyarbakır’da. Diğer adıyla Amed’de. Doğduğum yer medeniyetlerin beşiği olma özelliğinin yanısıra medeniyetlerin mezarlığıdır da. Diğer bir ifadeyle ölümle doğumun rekabetinin en bariz bir biçimde göreleceği nadir mekânlardan sadece biridir. Dinlerin, dillerin, derilerin renk değiştirdiği uğrak bir duraktır. Her gelen bir şeyler götürmüş, bir şeyler getirmiş. İnsan topoğrafyası normalin üstünde bir zenginlik sunar burada. Böyle bir zenginliğin içinde yaşayıp da bu zenginlikten nasiplenmeyen bir insan neyi kaybettiğinin farkında olmadan yaşayan bir ölü değil midir? İşte ben o yaşayan ölülerden olmamanın gururuyla bu şehrin kültürel müktesebatından faydalanmanın bir yolunu buldum: şiir yazmak." şeklinde konuştu.

Haber: Devrim AKTÜRK

Editör: Devrim Aktürk