Kurtuluş Savaşı, Atatürk ve Diyarbakır: 8

Kıymetli Okurlarım,

Önceki yazımızda Meclis-i Mebusan’ın toplanma çalışmalarını sizlere aktarırken, aynı zamanda bu doğrultuda dört aykırı görüş ortaya çıktığını belirtmek isterim. Çözüm yolu olarak da milletvekillerinin de görüşleri alınmasına karar çıkmştır. Bu sonuç doğrultusunda milletvekilleri ve mebuslar, Ankara’da toplanmaya karar vermişlerdir. Aydı günlerde Milli Teşkilat kurulmuş, hem içerde hemde dışarıdaki olayları aydın bir biçimde öğrenmeye çalışmışlardır ve nitekim başarıyla sonuçlanmıştır. Bu olaylar doğrultusunda çalışmalar hızlanmış, Misak-ı Milli’nin hazırlanmasına karar verilmiştir. Ancak bu olumlu gelişmelere bir çelme vurmak misali İstanbul’da beklenmeyen bir haber gelir, Ali Rıza Paşa ve Kabinesi istifa etmeye karar verirler. Sultan VI. Vahdettin Han Hazretleri ise işin gidiş ve durumuna göre birisini sadrazamlığa seçeceğini bildirir ve Sultan çok akıllı bir karar vererek Salih Paşa’yı sadrazamlığa getirir. Bu Vahdettin Han’ın ne kadar Milli Mücadele’ye destek verdiğini kanıtlamıştır. Gidişatlar olumlu haberler verirken İstanbul’dan bir kötü haber daha gelir. İstanbul’da birçok ocak ve devlet idareleri İngilizler tarafından işgal edilir. Bunun üzerine Mustafa Kemal de yabancı devletlere bir protesto hazırlar:

 

‘’16.03.1920

Protesto

İstanbul’da İngiliz, Fransız, İtalyan Siyasî Temsilcilerine, Amerikan Siyasal Temsilcisine, bütün tarafsız Devletler Dışişleri Bakanlıklarına, Fransa, İngiltere, İtalyan Millet Meclislerine verilmek üzere Antalya’da İtalyan Temsilciliğine,

 

Milli bağımsızlığımızı temsil eden Meclis-i Meb’usan da dâhil olmak üzere İstanbul’da bütün resmi daireler, İtilâf Devletleri’nin askerî kuvvetleri tarafından resmen ve zorla işgal edilmiş ve millî dâvâ uğrunda çalışan birçok vatansever kimsenin de tutuklanmasına teşebbüs edilmiştir. Osmanlı milletinin siyasî hâkimiyet ve hürriyetine indirilen bu son darbe, ne pahasına olursa olsun hayatını ve varlığını savunmaya azmetmiş olan biz Osmanlılardan çok, yirminci yüzyıl medeniyet ve insanlığının kutsal saydığı bütün esaslara, hürriyet, milliyet, vatan duyguları gibi bugünkü insan toplumlarının temelinde yatan bütün ilkelere ve insanlığın bu ilkeleri meydana getiren ortak vicdanına indirilmiş demektir.

 

Biz, haklarımızı ve bağımsızlığımızı savunmak için giriştiğimiz mücadelenin kutsallığına ve hiçbir kuvvetinin bir milleti yaşama hakkından mahrum edemeyeceğine inanıyoruz. Tarihin bugüne kadar kaydetmediği bir suikast olan ve Wilson Prensiplerine dayanan bir Ateşkes Anlaşması’nın, milleti savunma imkânlarından yoksun bırakmış olmasından doğan bir hileye de dayanmış olması bakımından, ilgili milletlerin şeref ve haysiyetleriyle de bağdaşmayan bu hareketin ne demek olduğunun takdirini, resmi Avrupa ve Amerika’nın değil, bilim, kültür ve medeniyet Avrupa ve Amerika’sının vicdanına bırakmakta yetinir ve bu olaydan doğacak ılık ve kutsallığı, bu güç zamanlarda, Tanrı’dan sonra en büyük yardımcımızdır.

Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Hey’eti Temsilliyesi AdınaMustafa Kemal

 

Aynı günün gecesi şu talimatı bir genelgeyle yayınladım:

 

Şifre 16.03.1920

Bütün Vali ve Komutanlara

İstanbul’un ve resmi dairelerin, özellikle Meclis-i Meb’usan’ın, İtilaf Devletleri tarafından ve zorla işgal edilmiş olduğunu, ayrıca, bu hareketin, ateşkes anlaşması ile milleti silâhsız bıraktıktan sonra yapıldığını dile getirerek, İtilaf Devletleri temsilcilerine, bütün tarafsız devletlerin dışişleri bakanlıklarıyla, İtilâf Devletleri’nin Millet Meclisi Başkanlıklarına protesto telgrafları çekilmek üzere mitingler yapılması gerekli görülmektedir. Protesto telgraflarında özellikle, yapılan saldırının Osmanlı hâkimiyetinden çok, yirmi asırlık bir medeniyet ve insanlığın eseri olan hürriyet, milliyet ve yurtseverlik prensiplerine bir darbe olacağı, Osmanlı milletinin varlık ve bağımsızlığını savunma konusundaki kararlılık ve imanına bu olayın hiçbir etki yapmayacağı, yalnız, medenî milletlerin bu saldırıyı kabul etmekte, büyük bir tarihî sorumluluk altına girmiş olacakları belirtilmelidir. Tarafsız devletlerin dışişleri bakanlıklarıyla Millet Meclisi Başkanlıklarına çekilecek telgraflar, İstanbul’da ait oldukları makamlara verilmekle birlikte, Antalya’da İtalyan temsilcisi vasıtasıyla da verilmelidir. Protesto telgraflarının birer suretinin de buraya gönderilmesini rica ederiz.

Hey’et-i Temsilliye AdınaMustafa Kemal”