Kızlarım özgürler! Ama bu: HER İSTEDİKLERİNİ yapabilmeleri anlamını taşımaz, İSTEMEDİKLERİ BİR ŞEYE asla zorlanmadıkları anlamını taşır.

Özgürler evet!
Doyasıya..
Bir şeyi istemediklerini dile getirdiklerinde,
karşı çıktıklarında mutlu oluyorum. İnatlaşmıyorum,
savaş haline girmiyorum.
Ne de güzel ifade ediyorlar kendilerini diyorum.
HAYIR diyebiliyorlar:
“Saçımı taramanı istemiyorum, bundan hoşlanmıyorum dokunma saçıma!” diyor küçük kızım Piya.
Çok hoşuma gidiyor bu tavrı mesela.
Vay canına!
Karşı çıkıyor, sınır koyuyor..
Saygı duyup geri adım atıyorum. İnatlaşmıyorum. Bazen de uzlaşalım diyor,
acıtmadan tarayabilirsin 
ve sadece bir dakika.
“Tamam” diyorum.. Ya da “Al da kendin tara.” 

Holin geçen gün şunu dedi bana:
“HAYIR demeyi bilmiyorsun sen de haa!”
Bir anda deyiverdi
ve bir anda kalakaldım.
Beni nasıl da iyi analiz etmişti.
Evet annen “HAYIR” diyemiyor. 
Aman kimse incinmesin, kırılmasın diye düşünüp
hep zor duruma kendi düşen bir ahmak işte annen.. 
İçimden böyle dedim. Dışımdan ise çıt yok!
Haklıydı.
Utandım.
Haklısın dedim sonra
ama öğreneceğim zamanla..
Senin gibi olmak için çabalayacağım.

“Ben seninle oynamak istemiyorum, çok kabasın.” dedi parktaki çocuğa bir gün. Neredeyse eğilip:
“Ama bak çocuk üzüldü bir şey olmaz oyna işte birkaç saat, ne olacak ki?” diyecektim ama sezgilerim frenledi beni.
‘Ahmak olma! Çocuk ne güzel sınırlarını biliyor ve koruyor işte, HAYIR deyip geri çekilebiliyor
ama sen onu zorlayacak mısın şimdi? 
Bu harika davranış becerisine ket vuracaksın
ve ileride kendin gibi bir ahmak olmasına mı sebep olacaksın?!’
Hayır! O, annesi gibi olmayacaktı.
Sezgilerimi dinleyince
onlarla gurur duyuyorum
ama egoyu dinlersem inatlaşır
ve hep savaş halinde olurum onlarla..
Savaşmıyor anlıyorum!

Bazen: "Onları çok mu özgür bırakıyorum" diye soruyorum kendime.
Onları herhangi bir konuda zorlayınca
kendini gösteriyor bu sorgulama.
Üzerlerine gidince hiçbir şey yapmak istemiyorlar.
Daha geçen gün
sofradan erken kalkan Holin' e şöyle dedim:

"Ne çabuk doydun, biraz daha yemelisin bence."

Kaşlarını çatıp çıkıştı bana:

"Ne yani beni zorluyor musun sen?"

Epey sinirlenmişti bu cümleme…
Bak sen şuna, nasıl da karşı çıkıyor bana diye
öfkelendi içimde dipsiz bir yerlerde kalmış olan
ego kırıntısı.
Hemen toparladım. 
Öfkelendim kendime... Halâ
içimde ego kırıntıları barındırıyor oluşuma..

Doğrusunu söylemek gerekirse,
kızımla müthiş gurur duydum.
Ona reddetme özgürlüğünü, "hayır" diyebilme cesaretini verebilmiş olduğum için de kendimle gurur duydum tabii.
Mütevazilik de bir yere kadar canıııımm..

Bu sunduğum örneği çoğaltabilirim.
Hem Holin hem de Piya için.
Çocuklarım elbette hayatın her zaman diledikleri gibi gitmeyeceğini öğrenecekler. Ama öğrenmeleri gereken asıl şey:
Hoşlarına gitmeyen şeylerin, ancak onların izin verdiği kadarıyla nahoş olacağıdır..

Çocuklarım için umduğum tek şey;
onlara sunulan ne olursa olsun
diledikleri kadar özgür olabileceklerini bilmeleri...