Spor ve Çocuk Gelişimi-5

Toplumsallaşma, toplumda geçerli olan kültürel değerleri öğrenerek,
yetişkinlerin dünyasına hazırlanma ve yetişkinlerin davranış biçimlerini yaşantısına
uygulanabilir duruma gelme anlamına gelmektedir (Üstündağ, 2000 s.54). Birçok
araştırmacı, eğitimci ve psikolog oyunun küçük çocuklarda sosyal bir davranış şekli
olduğu düşüncesinde birleşmektedirler (Saracho, 1996 akt. Pehlivan, 2005 s.23). Sportif
oyunlara bir ekip üyesi olarak katılmak çocukta yardımlaşma, beraber çalışma, diğer
ekip elemanlarına ve oyun düzenine saygılı olma gibi duyguları geliştirmektedir
(Güven, 2006 s.21). Çocuklar oyun oynarken sosyal ortamlarla karşılaşmakta ve bu
ortamlarda iş birliği yapmayı, yardımlaşmayı, paylaşmayı ve sosyal sorunları uygun
yollarla çözmeyi öğrenmektedirler. Bu durumun çocukların sosyal gelişimleri
açısından önemli olduğu düşünülmektedir. Sosyalleşme sürecinde gerçekleşen
süreçleri incelemek amacıyla bir çok kuram ortaya atılmıştır. Bunlardan en çok bilineni
sosyal öğrenme kuramıdır. Sosyal öğrenme kuramı, insan davranışlarında çevrenin ya
da durumun göz ardı edildiği düşüncesiyle ortaya atılmış bir kuramdır. Bu kurama
göre insan davranışlarında bireyin içinde bulunduğu durum ya da ortam önemlidir
(Bandura, 1977 s.54). Bu kurama göre gözleme dayalı ya da model alarak öğrenme ve
sosyal pekiştirme iki önemli kavramdır. Bu kurama göre bir davranım
kuvvetlendirildiğinde ortaya çıkma olasılığı da artar. Örneğin eğer bir çocuk eve
geldiğinde oyun arkadaşının kendini ittiği için ona vurduğunu söyler ve ebeveynleri
de aferin derse, çocuğun bu davranışı yineleme olasılığı artacaktır (Bandura, 2002
s.176). Bu noktada çocuklar için sosyal çevreyle olan etkileşimin, oyunların ve
ilişkilerin, onların sosyal gelişimi üzerinde etkili olduğu sonucu çıkarılabilir. Çocuk
çevreden görerek sosyal dünyasını zenginleştirir. Aile, arkadaş çevresi gibi unsurlar da
bu gelişimi dışarıdan etkilemektedir (Yavuzer, 1984 s.11). Çocuklar yaşıtları ile oynama
imkanını genellikle sosyal çevrelerinde elde ederler. Burada yaşıtlarıyla
oynadıklarında davranışlarını tanıma imkanı bulurlar. Bu konuda yapılan bir
araştırmada 2- 5 yaş arasındaki çocukların, genellikle yaşıtlarıyla beraber oynamak,
oyuncaklarını değiştirmek gibi etkinliklerde bulunduklarını tespit etmiştir (Campell,
1964). Oyun ortamı çocuk için serbest bir ortamdır. Grup içinde çocuk kendi felsefesini,
görüşlerini diğer çocuklarla karşılaştırma olanağı bulur, ayrıntılı olarak tartışır ve
düzeltme olanağı bulur (Özdoğan, 2004 s.120). Oyundaki kuralları koymada karşılıklı
anlaşma çocukların sosyal gelişimi üzerinde önemli etkiye sahiptir. Bu oyunlar
sayesinde çocuk ben merkezcilikten kurtulur. Kohlberg’e göre (1969) bu durumda iç
denetim artar ve duruma göre karar verme yeteneği gelişir. Çocuklar sosyal rol
oynarken sosyal ve bilişsel yetenekleri de gelişir.