Yerel seçimler yaklaştıkça Diyarbakır'da da seçim havasına giriliyor. Genel seçimlerin ardından oluşan umutsuzluk hali yavaş yavaş yerini seçim heyecanına bırakıyor tekrar. DEM bölgede adaylarını ön seçimle belirleyeceğini açıkladı.
Bu Kürt siyasi hareketi açısından daha önce pek olmayan bir durum. Daha önceki seçimlerde HDP'den aday adayı olanlar pek sosyal medyadan tanıtım yapmazlardı. Şimdi ise ön seçim olacağı için herkes sosyal medyadan tanıtım yapmaya başladı. Önseçim iyi mi değil mi çok emin değilim açıkçası.
Çünkü önseçim durumlarında parti yöneticileri hep daha avantajlıdır. Çünkü herkesin taziyesine gitmiştir, düğüne gitmiştir, herkesi tanır herkes de onu tanır. Tabi bu durumların da muhtemelen eksiklikleri ve noksanlıkları seçim sonrası değerlendirilecektir. Diyarbakır'da yine en güçlü parti DEM Parti'dir. DEM Parti'nin bölgedeki en güçlü rakibi iktidardır.
Herhangi bir siyasi partinin Diyarbakır'da DEM Parti'ye rakip olma gibi bir potansiyeli yok. Çünkü biliyoruz ki son yıllarda devlet kurumları da seçim süreçlerine çok fazla dahil oluyor. Artık bunu hiç kimse de gizlemiyor. Çünkü vali aynı zamanda kayyum görevi de görebiliyor. Bunlar dünyada pek örnekleri olmayan durumlar. Şimdi seçime yaklaştıkça bir kez daha "seçilseler de kayyum atanacak" algısı yaratılmaya çalışılıyor.
Bunun amacı DEM Parti'li seçmenlerin sandığa gitmemesini sağlamak. Bu propagandaya çok dikkat etmek lazım. Çünkü seçim yaklaştıkça artarak devam edecektir. DEM Parti'nin adayı kim olur bilmiyorum ama aday adaylık için başvuran isimlerin hepsinin çok değerli isimler olduğunu biliyorum.
Burada hiçbirinin ismini vermeyeceğim çünkü ön seçim süreci olduğu için yönlendirmeye açık bir durum yaşansın istemiyorum. Ama DEM Parti bu sürece bir reform süreci ile hazırlanıyor. Çünkü genel seçimlerden sonra ciddi bir özeleştiri süreci yaşandı.
Parti yönetimi ve organlarındaki isimlerin çoğu değişti. Yeni bir yönetim ve yeni bir paradigma fikrini seçmenlerin ne kadar benimseyeceğinin de belli olacağı bir seçim olacak. Herhangi bir atamanın yapılmayacağının açıklanması aday adaylarında bir özgüven yarattı ve başvurular arttı. Aday belirlendikten sonra elbetteki küsmeler, kızmalar olacaktır ama seçim yakın bir zamanda herkesin tek odak noktası saha olacaktır.
DEM'in en büyük hedefi son seçimlerde aldığı oyların üzerine çıkmaktır. Diğer partilere baktığımızda ise herkes genel merkezlerin ağzının içine bakıyor. AKP'nin adayı kim olursa olsun Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yürüteceği propaganda önemlidir.
AKP muhtemelen yine Diyarbakır'da Hüda Par ile ittifak yapacaktır. Geçen seçimlerde de ittifaklar yapılmıştı. MHP ile bir ittifak yapma durumu yok çünkü Diyarbakır'da MHP seçimi çok az.
İYİ Parti tamamen istifa etti zaten. Sosyolojik bir karşılıkları da yoktu. Ama Diyarbakır'da CHP'nin vekil çıkarmasıyla birlikte oylarında düşük de olsa artış yaşandı.
Sezgin Tanrıkulu ve CHP'nin yeni yönetiminin de bunda etkisi var. Yerel seçimlerde CHP Diyarbakır'da aday gösterir mi bilmiyorum ama göstermese oraya gidecek oylar da muhtemelen DEM Parti'ye gidecektir. DEVA, Saadet Partisi'nin de küçük bir karşılığı var. DEVA özellikle Kürt sorunu ve anadil çıkışları ile küçük de olsa bir sempati yarattı. Ama seçimde bu oyların bir karşılığı olmaz.
Çünkü nihayetinde yarışacak iki taraf DEM Parti ile AKP-devlet kurumları olur. CHP'nin Diyarbakır'da aday çıkarması sadece Türkiye geneli alacağı oylar açısından bir etkisi olur. Onun dışında bir karşılığı olmaz. İlçelerde ise durumlar biraz daha karışır.
Saadet Partisi'nin bazen güçlü olduğu ilçeler var. Örneğin Çınar ve Çüngüş. Yine AKP'nin aşiretsel nedenlerle güçlü olabileceği bazı ilçeler olabilir. Bu dönem aşiret dengeleri de çok önemlidir. Çünkü AKP bir kez daha aşiretlere yoğunlaşmaya başladı.
Benim tahminin AKP'nin merkezdeki oylarının azalacağı ama kırsal bölgelerde seçim güvenliği ve seçmen taşıma gibi nedenlerle oylarının biraz olsun artması yönünde. Ankara'da yapılacak ittifak görüşmeleri Diyarbakır ve bölgedeki durumları da etkiler.
İstanbul'da yapılacak bir ittifak Diyarbakır'daki Van'daki ittifakları da etkiler. İlçelerde gösterilecek adaylar oy durumlarını etkiler. Geçen seçimlerde çünkü çok farklı sonuçlar olmuştu. Örneğin Şırnak'ta AKP kazanmıştı. Bu dönem benzer durumlara çok ihtimal vermiyorum ama yine de seçim sürecinceki atmosfer ve konjonktür her şeyi belirler. Bir de DEM Parti'nin Kürdistani partilerle yapacağı ittifaklar da önemli. Bu hem olumlu hem de olumsuz bir hava yaratabilir. Geçen dönem Kürdistani ittifaktan gelenlerin bazıları HDP'den istifa edip bağımsız olmuştu. Bu seçmen nezdinde ciddi bir öfke yaratmıştı. Bakalım bu dönem benzer bir süreç olacak mı? Ben onların da şimdiden ön seçim sürecine dahil olmaları gerektiğini düşünüyorum. Eğer ön seçimden geçemiyorlarsa hiç aday gösterilmesinler.
Bütün sağ muhafazakar partilerin en nihayetinde görünürde olsa da olmasa da AKP ile sandıkta ittifak kuracağını düşünüyorum. Çünkü geçtiğimiz seçimlerde benzer durumlar yaşandı. Her ne kadar söylemler farklı olsa da pratikler bu yönde olabiliyor.
Umarım tek bir insanın bile burnunun kanamadığı bir seçim sürecini atlatırız.