Hırs, rekabet, başarmak, kazanmak, verimlilik gibi sözler kamçılar, bitter çikolata gibi hormonları harekete geçirdiğini hisseder, canla başla çalışır, memnuniyet duyardım.
Şirketlerin toplantı odaları ya da koridorların duvarlarında asılı duran özlü sözlere gözüm iliştiğinde zaman zaman bakar, okur, inceler hatta bakmakla kalmaz ezberler hayatıma uygulardım. Sonra o kişinin hayatını okur kitaplarını varsa alır, başka sözlerini keşfe çıkar, bence bu sözlerde asılmalıdır duvarlara derdim.
Özlü sözlerin sahiplerinin sözleri, modern sanatı temsil eden yabancı ressamların eserleri dünyaca ünlü tanınmış kişilerin biyografisi kimdir merak uyandırıcı elbette ki.
Şık gösterişli çerçeveler içerisinde her bir sözün ya da tablonun sergilenmesi benim özünden uzaklaşıp yabancıların kültürüne kimliklerine sahip insanlar olarak yetişmeme katkı sağlıyor, onların daha önemli ve değerli olduklarını hissettiriyordu.
Üstün özelliklere sahip olarak değer verilip gösterilen çalıştığım şirketlerdeki İngiliz, Alman, Fransız atasözlerini benimsedim gün geçtikçe; nedense aralarında milletimin özünü temsil eden bir şahıs ve söz bulamazdım hatırıma gelmezdi övünç ve gurur duyacağımız. Demek ki bizim hiçbir âlimimiz, hattatımız, şairimiz, yazarımız, ressamımız yok iş dünyasında öğrendik.
Hz Muhammed sav peygamber efendimizinde tüm insanlığı ilgilendiren hadisleri değer görmezdi. Sanki küçümsenir, bize layık görülmez, utanç duyulurdu yoksa neden duvarlarda yer almasın hadisi şerifleri.
Ve yabancıların içimizde bu kadar çok değer görmeleri, bu kadar çok var oluşları millet olarak başarısız ve eksik olarak yüzümüze vuruyor, onlara itaat etmeyi kolaylaştırıyor diğer taraftan kültür erozyonu ile köklerimi tanımıyor gün
geçtikçe uzaklaşıyordum.
Sadece bununla da kalmayıp artık yabancılar gibi de giyinmeyi tercih ediyordum. Kimliğimi ele geçirmişlerdi, bedenimide. Moda sektörü de bu değişimime onlara birebir benzememe çok yardımcı oldular sağolsunlar. Herşey birbirine zincirleme suç olarak bağlıydı. Gömleğin ilk düğmesini yanlış iliklemeye başladıkça diğer yanlışlarda devam ediyordu. Çocuğumu bile batı menşeli olarak yetiştiriyor buldum kendimi.
Allah'ın son din İslâm ile yüce kitabımız Kur'an-ı Kerim’de bize vahyettigi ayetleri bile görmeyecek kadar kaptırmıştık kendimizi.
İşte böyle böyle özümden uzaklaşıp, yabancıların kültürüne kimliklerine daha da yaklaştım. Hırsız dünyanın aldatıcı zevklerine dalarak,dünyada kazanırken kaybettiğimiz değerlerimiz nelerdir geçte olsa öğrendim ve anladım.
Sonra Allah'ın ayetlerinin ve Peygamber Efendimizin hadislerinin bizlere ne anlatmaktadır diye düşünmeye başladım. Mercek altına aldım geçmişimi ve büyük değişimi.
Bir ortaokulda çalışmaya başladığım dönemde şehitlerimizi rahmetle anıyor, Osmanlı padişahlarının portrelerini, İslâm âlimlerimizin sözlerini, ayetler ve hadislerin okul koridorlarında yer alması ile beraber anlamlar çıkarmaya çalışıyor, kaybettiğim değerleri yeniden keşfetmenin mutluluğunu yaşıyor, yıllar sonra kimliğimi bloglayan kapitalist sistemin aktörlerinden uzaklaşıp yerli ve millet olmanın önemini kavramış biri olarak özümü seviyorum.
Biliyorum ki devlet okullarımızdaki öğrencilerimizin dikkatini çekti, kendi değerlerinin ne denli önemli ve güçlü olduklarını bilerek yetişiyor çocuklar, peki özel okullarda hangi misyona bilip bilmeden hizmet ediliyor bilemiyorum. Bu konuda ölçü nedir düzeltebilir miyiz diye düşünüyorum. Milli kültürümüzün yozlaşmasına bilinçsizce yapılan hatalar, masum görünen duvarlarımıza astığımız, masalara koyduğumuz bize ait olmayan sözler nesneler sebep olabilir mi derinliğine inince uzun dönemde öz kimliğime verdiği zararları yaşayarak anladım. Aidiyet duygusunu geliştirip pekiştirmek amacıyla çalışıyorum. İthal edilen bize ait olmayan değerlerin aile ve toplum yapımıza verdiği zararları yaşayarak öğrendim. İslâm dışı uygulamalara karşrkçılık yapmıyorum ama artık bilinçli ve şuurlu bir anneyim.
Hadisler ışığında aydınlandım, günümüz dünyasında yeniden doğdum ve ayağa kalktım "Bizden başkasına benzemeye çalışanlar bizden değildir” ve "Kim bir kavme benzerse, onlardan olur." sözleri modern tipik aydın ve çağdaş insana cevaplar veriyor okuyanlar bilir tâbi.
