ÖMRÜNÜN UZAMASINI İSTEYEN AKRABASINI ZİYARET ETSİN
Sıla-i rahimin birtakım zorlukları da olabilir. Lâkin ona va’dedilen mükâfat, daha fazla ve daha büyüktür. Fahr-i Kâinât Efendimiz, akrabâ ile ilgilenmenin mükâfatlarından bir kısmını şöyle haber vermiştir:
“Rızkının çoğalmasını ve ömrünün uzamasını isteyen kimse, akrabâsını kollayıp gözetsin!” (Buhârî, Edeb 12, Büyû` 13; Müslim, Birr 20, 21; Ebû Dâvûd, Zekât 45)
Bundan daha güzeli de, sıla-i rahimin insanı Allah Teâlâ’nın muhabbetine eriştirmesidir. Bir kudsî hadîste Allah Teâlâ şöyle buyurur:
“…Akrabâ ve dostlarıyla irtibâtını kesmeyenlere ve Ben’im için ziyâretleşenlere Ben’im de muhabbetim hak olmuştur.” (Ahmed, V, 229)
Bunun aksine, akrabâlarıyla bağını keserek onlarla ilgilenmeyen kişiler için de pek çok ilâhî îkaz ve tehditler vârid olmuştur. Âyet-i kerîmede şöyle buyrulur:
“Onlar, Allâh’a söz verdikten sonra verdikleri sözü bozarlar, Allâh’ın gözetilmesini emrettiği kimselerle alâkayı keserler ve yeryüzünde bozgunculuk yaparlar. İşte onlar, lânete uğramışlardır; cehennem de onlar içindir.” (er-Ra’d, 25)
Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:
“Allah Teâlâ varlıkları yaratma işini tamamlayınca, akrabâlık bağı (rahim) ayağa kalkarak:
«–(Huzûrunda) bu duruş, akrabâlık bağını koparan kimseden Sana sığınanın duruşudur.» dedi. Allah Teâlâ:
«–Pekâlâ, seni koruyup gözeteni gözetmeme, seninle alâkasını kesenden rahmetimi kesmeme râzı değil misin?» diye sordu. Akrabâlık bağı:
«–Evet, râzıyım.» dedi. Bunun üzerine Allah Teâlâ:
«–Sana bu hak verilmiştir.» buyurdu.”