Güneydoğu Bölgesinin yaklaşık olarak ortasında, Diyarbakır havzası ile Şanlıurfa Platosunu kuzey-güney doğrultusunda ayıran sönmüş yanardağ olan Karacadağ, bugün bile gizemini korumaktadır. geçmişten günümüze kadar yöre halkı için önemli bir yer tutan Karacadağ, birçok efsaneye de ev sahipliği yapmış, bu efsaneler dilden dile bugüne kadar ulaşılmıştır. Klamlara da konu olan ve halen bile dillerde söylenilen Kirîvê Sinan ağıtı da Karacadağ bölgesine aittir ve bu ağıt aslında yine efsanevi bir aşk hikayesini barındırmaktadır.

KİRVELİK VE SAKİNE İLE SİNAN’IN ÖLÜMSÜZ AŞKI
1950 yılında Karacadağ’ın önde gelen aşiretlerinin çocukları olan Sakine ile Sinan Ölümsüz aşkını sizler için araştırdık. Karacadağ’ın yamaçlarından doğan bir aşk hikayesi olan Sinan İle Sakine’nin aşkı töreler yüzünden imkansız bir aşka dönüşmüştür. 

Sinan ve Sakine’nin aileleri Karacadağ’ın farklı köylerden ve aşiretlerdendir. Sinan İndari aşiretinden ve Golya indari köyünden, Sakine ise Çipin ya Tela köyündedir. Her iki aile, bölgede önemli bir ritüel olan ve günümüzde hala sürdürülen bir gelenek olan kirvelik geleneğini sürdürmeye karar verir ve çocukları doğduktan sonra kirve olurlar. Sinan’ın kirveliğini Sakine’nin babası yapar. Bölgede kirvelik akrabalıkla eş sayılır.

Gel zaman git zaman Sinan büyür ve büyüdükçe yiğitliğiyle namı süren bir delikanlı olmuştur. Mesire alanında bilinen beyaz balıklarıyla meşhur Golya Hemo köyünde, Sinan Sakine’yi görür görmez aşık olur. Her zaman göle inip suyu izleyerek Sakine’yi düşünen Sinan’a gölün balıkları da eşlik ediyordur. Sakine arada göle gelir, gidip gelmeler sırasında konuşmaya başlarlar. Havza ile beyaz balıklar bu aşka şahitlik eder ancak ikisinin de birbirlerinin ailelerinden haberleri yoktur. Aşklarını birbirlerine itiraf ettiklerinde kirve olduklarını öğrenirler. Sinan bu aşktan vazgeçmez her şeye rağmen göl başında Sakine’yi bekler birkaç defa daha göl başına gider ve Sakine gelmez Sinan birada Sakine’den haber alamaz.

SAKİNE’NİN EVLİLİĞİ VE SİNAN’IN BEDDUASI
Sinan aşkını havza beyaz balıklarına anlatarak gününü geçirirken Sakine’nin köyünden davul zurna sesleri yükselir. Sakine komşu köyden zengin bir Arap ile gönülsüz evlendirilir. Sinan’ın korktuğu başına gelir ve Sakine’nin evlendiğini duyar dünyası başına yıkılır. Sinan içindeki acının verdiği hüzünle Sakine’ye beddua eder.

Sakine’nin bir kızı olur. Günden güne eriyen Sakine içindeki acı ve dert onu yatalak edecek kadar hasta olur. İki yıl yatalak kalır yatalak kaldığı dönem ise Sinan unutmadığı aşkını balıklara anlatır, hüznünü ve dertlerini suya dökmeye devam eder. Bu acıya dayanamayan Sakine iki yılın sonunda ölür. Sakine’nin ölümünü duyan Sinan’da bu acıya dayanamayarak delirir.

Diyarbakır’da başkan yardımcılıkları boş kalmış! Diyarbakır’da başkan yardımcılıkları boş kalmış!

HAVZA KIYISINDA ÇOBANLARIN GÖRDÜĞÜ İKİ BEYAZ BALIK
Sinan uzun süre ortadan kaybolur ailesi peşine düşer ve Viranşehir de bulunur. Sinan’ın ailesi çocuklarını yanına alırlar kendine bakamayacak kadar güçsüzleşen Sinan uzun bir süre ailesi bakar ve sonunda Sinan da sevdiğine kavuşur. Kavuştuklarında havza kıyısında çobanların iki beyaz balığı gördüğüne rivayet edilir. İki balığın kavuşmasıyla Sinan ve Sakine’nin kavuştuğuna inanırlar. Çobanların kavallarıyla bu ölümsüz destanı günümüze kadar getirirler.

GÜLİSTAN PERWER’İN SİNANO KİRÎVO’YU KEŞFETMESİ
1980 sonrası Gülistan Perwer de bazı stranları tekrar söylemişti. Kirîve Sinan ise, hem kendi bölgesinde bilinen bir ağıt olmasından ilk Gülistan Perwer’le meşhur oluyor. İşte o ağıttan bir kesit:

“Ezê rabim tasa xwe li ava zelal xînim bidim destê sînanê kirîv ezê bêjîm kirivo qurban. tu yê vexwe ji destê sakîneyê lo lo lo sakîneyê lo lo. sînan qurban ez dibejim ez pîr dibim, dil pîr nabe.”

“Kalkıp tasımı berrak suya daldıracağım. Kirvem Sinan’ın eline tutuşturacağım. Diyeceğim ki, Kirvem kurban içeceksen benim elimden. Sakine’nin elinden iç Sinan kurban, diyorum ki ben yaşlanırım gönlüm yaşlanmaz.”

Kaynak: Haber Merkezi