Sivil Toplum Kuruluşları Ve Toplum
Her önüne gelen bir dernek kurmaya çalışır. Önce aynı amacı savunan insanlar bir araya gelir. Dernek amacına uygun ise zaten amaç bellidir. Kolay toplanır insanlar ve sivil toplum kuruluşunun kurulması biraz daha kolay olur. Tüzük yapısı, dernek yeri kiralanması, malzemeler derken dernek artık kurulmuştur.
Peki sonra …..
Sonar iyi bir amacı olan ve bu doğrultuda mücadele veren sivil toplum kuruluşları, doğru bir şekilde yol alır. Ama amacı olmayanlar ve amacının dışında hareket edenler, maalesef ay sonu geldiğinde kira, elektrik ve su gibi, derneğe gelen, dernek için kesilen faturaları ödemeyi düşünmekten, gerçek amacına ulaşamaz. Sanki derneklerin amacı, kendisi için kesilen su, elektrik ve ya telefon gibi faturaları ödemekmiş gibi hareket ederler ve dernek için çeşitli eğlenceli geceler başlar. Bedavadan para ödememeye çalışıp derneğe, karşılık beklemeyen insanlara görevler verilmeye ve dernek gecesinin iyi ve kazançlı geçmesi için bedavadan sanatçılar ve sanatkarlar getirilmeye çalışılır. Yani emek sömürüsü. Tabii gerçek anlamda dernek için gönüllü olanlar hariç, onlar zaten kendi düşüncesinin gerçekleşmesini amaç edinerek dernek yolunu tutmuştur. Toplum için bir şeyler yapmaya çalışır. Diğer insanlar ise eve ekmek götürmenin peşinde oldukları için, sivil toplum kuruluşları onları karşılıksız ve hiç para vermeden getirmeyi düşünmemelidir.
Ne gariptir ki kazanç için yapılan gece de biter. Fakat döner döner yine başa gelir. Çünkü amacının dışında duyarsız hareket eden bazı sivil toplum kuruluşları ne bir taraftar bulabilirler, ne de dernek için çalışan birilerini. Sadece insanların lak lak yapabilecekleri ve dedikodu yapabilecekleri alanlar oluşturmuşturlar.
Bir şeyi göz ardı etmemek gerekir. Çünkü böyle davranan ve böyle çalışan derneklerin yanında, amaçları doğrultusunda hareket eden, doğru davranan, toplumsal etkileşimi doğru yapan ve toplumu eğiten derneklerimiz de var. Burada bu tür sivil toplum kuruluşlarına teşekkür etmeden geçmek istemiyorum. Biz ne kadar bilinçli isek hareket ettiğimiz toplumu iyi seçer ve o derece etkileriz. O zaman ne emek sömürüsüne yol açarız, ne de eğitimden uzak dururuz. Sivil toplum kuruluşları tüzükleri gereği davranıp topluma bir şeyler katmalı. Her hareketi toplumu tensil eder. Toplumun sesi ve kulağıdır. Çünkü herkes gideceği yeri amaçları doğrultusunda seçer. Gideceği yerde amaçlarına ulaşamazsa hayal kırıklığına uğrar ve harcadığı emekler boşa gider.
Toplum yanlışları sivil toplum kuruluşları ile ortaya çıkartılır ve bu kuruluşların sesi ile duyulu. İster çözümü olsun ister olmasın, amaç doğru ve doğru hareket edilmiş ise bir şekilde sesler istenilen yere ulaşır.
Toplunda sivil toplum kuruluşları olmazsa olmazlardandır. Onlar bizim gözümüz ve kulağımızdır. Yeter ki doğru bir şekilde hareket etsin.