Medyanın Tarihsel Serüveni (İzleyicilerin Değişim ve Dönüşümü)

Geleneksel medyanın yeni medyaya entegre edilme çabası ve gayesi sadece ülkemizde değil, aynı zamanda uluslararası çapta dünya ülkelerinin de dikkatle ve önemle izlediği bir meselenin vuku bulmasını işaret etmektedir. Özel sektörün daha çok kitleye daha hızlı bir biçimde ulaşabilmesinin yolunu açabilecek olan bu sistemsel oluşum ve değişim her halükarda bir ticari gücün de oluşmasına zemin hazırlayabilmektedir. Nitekim götürüsü, getirisine göre daha düşüktür. Bu değişim ve dönüşümleri sadece kanallar ya da benzeri şirketler değil, bunlarla beraber izleyiciler ve dinleyiciler de merakla takip etmektedir.

Değişimler neticesinde izleyiciler daha çok tüketime erişebilmesi için sosyal medya, yeni medya ve dijital medyalarla beraber görselleri kontrol etmeye çalışır. Tabii ki de izleyiciler mecraları tüketirken, medya ise sistemleri ve biçimleri üreterek hem izleyicilere, hem de dinleyicilere ürünler sunmaktadır. Tam da burada sosyal medya, yeni medya ve dijital medyalar neticesinde farklı sektörlerin doğuşu da yaşanabilmektedir. Çünkü her teknolojik gelişim ve ilerleyiş, beraberinde yeni sektör ve gelişimlerin doğmasına vesile olmaktadır. Buna örnekler oluşturacak olursak; daha önce televizyon kanalları için milyonlarca lira harcama yapılıp uydu satın alma işlemleri olmak üzere, bir çok vergisel ve maddesel içeriklere de uyulması gerekilmekteydi. Günümüzde ise YouTube kanalı başta olmak üzere, açılacak bir hesap beraberinde büyük bir kanalı doğurabilmektedir. Bu büyümenin artması ve yükselmesi demek, aynı zamanda kitlelere de hitap edilebilmesinin yolunu açabilmektedir.

Bunlara istinaden bir de radyo kanalları bulunmaktadır. Kurulan kurulumun yanında bir de bir çok hususa istinaden alınan araç gereçler beraberinde hemen hemen binlerce liralık bir sermayenin olmasını gerektirmekteydi. Ancak bu sisteme benzer bir uygulama olan podcast uygulaması, yine YouTube gibi neredeyse çok az rakamsal miktarlarla beraber sunularak dinleyicilere aktarılmaktadır.
İşte, bunlara benzer olarak sunulan bir çok teknolojik pazarların doğumu, bazı meslekleri ölüme ya da hastalığa (yani sektörün bitmesine) iterken, beraberinde oluşan dijitalleşme durumu farklı meslek kollarının ve sektörlerinin doğmasına vesile olabilmekle beraber, maddi gücün değişimini de arttırmaktadır.

Genç bir iletişimci gelişen teknolojiye ve dijitalizme öyle bir ayak uydurmalıdır ki, burada elde edeceği kazançla hem maddi, hem de manevi bir biçimde geçimini sağlayabilmelidir. Burada oluşan sektörel değişimle beraber yeni bir dünyanın da gün yüzüne çıkmakta olduğunu belirtmek pek tabii ki mümkündür. Bunun da cevabı esasen kolay olmasıyla beraber, basittir de. O da şudur; hayatın akışına dönük olarak güçlü bir gelişimle beraber kişi, sermayesi azalarak kitlelere hitap eden bu yeni dünyaya merhaba demesiyle beraber, aynı zamanda buradan ekmek yemesinin de önünü açacak bir takım proje ve çalışma taslaklarını oluşturması gerekmektedir. 

YouTube ve Podcast dışında yeni sektörlerden biri de sosyal medyanın ta kendisi olduğunu söylememiz pek tabii ki mümkündür. Çünkü eskiden posta sistemi önemli, postacılar ise değerliydi. Fakat günümüzün gelişen durumuna baktığımızda postacının bir faktörü kalmadığı gibi, postaheneler ise daha çok ürünlerin götürülüp getirildiği işlevsel husus olarak kalmıştır. Peki, burada postacılığın ölüp yerine gelen sosyal medyanın işlevsel bir biçimde iletişimin sağlanmasıyla birlikte oluşan meslekler nelerdir diye soracak olursanız, cevabını düşünür düşünmez almış oluruz. Çünkü oluşan yeni sektörün, o sosyal medya departmanında görev alan isimler olduğunu söylememiz pek tabii ki mümkündür. Şu anda sosyal medya haberleşmesinde herhangi bir para (-ki internet ücreti hariç) gitmemektedir. Fakat eskiden posta pulları ve postanın gönderilmesi durumu başta olmak üzere, bir çok konu hakkında maddi olarak giderlerin kat be kat arttığını bilmekteyiz. Bunların dışında postaların zaman kaybına istinaden, sosyal medyanın saniselik diyebileceğimiz mesaj gönderimi israfı da gidermektedir. Bu israf tamamen ekonomik olarak değil, aynı zamanda zaman israfını da kapsamaktadır. Bu israfın ortadan kalkmasıyla beraber, hızlı ve ivedi bir iletişim türünün yaygınlaşarak çoğaldığını, buradan da iletişim gücünün hemen hemen her safhada gelişerek büyüdüğünü bilmekteyiz. (Devam edecek)…