Romen ulusunun yetiştirdiği en ünlü kişi hiç kuşkusuz Mihai EMİNESCU’dur. Bir başka deyişle Yunus Emre  Ulusumuz için ne ifade ediyorsa; EMİNESCU da Romen Ulusu için onu ifade etmektedir.

EMİNESCU sadece Romanya sınırları içerisinde değil bütün dünyada bilinmekte ve eserleri çeşitli dillere çevrilerek yayımlanmaktadır. Bu nedenle O’na “Dünya Vatandaşı” da denilse yeridir. Yani o evrensel kimlikli bir insandır. Böyle olduğu içindir ki Birleşmiş Milletler Teşkilatının UNESCO örgütü 2000 yılında doğumunun 150’inci yıldönümü münasebetiyle EMİNESCU’yu dünya çapında anılması gereken insanlar listesine almış ve bu kararını bütün ülke hükümetlerine duyurmuştur.
Romen Ulusunun gönlünde ve yüreğinde taht kurmuş olan Mihai EMİNESCU’nun adına Romanya ve Moldova Cumhuriyetlerinin bütün kentlerinin önemli mekanlarında rastlamak mümkündür.
Moldova’nın Botoşani kentine bağlı İpoteşti köyünde 15 Ocak 1850 tarihinde dünyaya gelen ve 15 Haziran 1889 tarihinde henüz 39 yaşında iken hayata veda eden EMİNESCU Romen Ulusu için öylesine önemli bir şahsiyettir ki her yıl O’nun için ciltler dolusu kitaplar yayımlanmaktadır. Kimi yazarlar ve bilim adamları çalışmalarını bütünüyle EMİNESCU’ya yöneltmişler; giderek özel “EMİNESCULOGLAR” oluşmuştur.
Kısa hayatını basın ve yayın konusuna adamış ve bu konuda önemli aşamalar kaydetmiş olan EMİNESCU, içindeki milliyetçi duyguları gençlere aşılamak için özel çaba harcamıştır.
Şairlik yanı ağır basan EMİNESCU’nun eserlerindeki ağırlıklı tema toplumsal sorunlardır. Ayrıca O, halk kültüründen de büyük ölçüde yararlanarak; kendine özgü bir şiir geliştirmiştir. Fırtınalar koparan “İmparator ve Proleter” başlıklı şiiriyle bir yandan kurulu düzene övgüler düzen şair, dostlarını eleştirirken; öte yandan halkını sıkıntı içerisinde yaşamaya mahkûm eden devlet yöneticilerine tenkidler yağdırmıştır.
Türkçe’ye “Çolpan” ya da “Çoban Yıldızı” başlığı ile tercüme edilmiş olan şiiri ise Romen Ulusunun yaşantısını konu alan bir destandır. Bugün Romanya’da ve Moldova’da hemen herkes bu destan şiiri ezbere okuyabilmektedir. Bir anlamda bu destan şiir Mehmet Akif ERSOY’un,”İstiklal Marşı”nı anımsatmakta olup; “Çolpan” için de Romen Ulusunun İstiklal Marşıdır denilse yeridir…
Mihai EMİNESCU’nun Ulusumuz açısından önemli yanı; pek çok yazısında Türk Ulusu’na, Türk kültürüne, Türk tarihine ve folkloruna değinmiş olması; bu konuda olumlu yorumlar getirmesidir. Türk-Romen ilişkilerini konu alan makalelerinin yanı sıra yine, destan şiir diyebileceğimiz ünlü “Mektup” şiirlerinin üçüncüsü olan “Osmanlı İmparatorluğunun Kuruluş Öyküsü”dür. “III.Mektup” şu dizelerle başlamaktadır:

        “Otlaktan otlağa yurdunu değiştiren bir Sultan
        Sırt üstü yere uzanmış yatıyordu. Uykudan
        Gözleri kapanmış, hülya alemine dalmıştı;
        Çünkü dışa yumuk gözler, içe açık kalmıştı…”

EMİNESCU Ertuğrul Gazi ya da Osman Gazi’yi düşlüyor olmalıydı?... Sonraki dizelerde İmparatorluğun kuruluş aşaması şiirleşmekte ve şiir şöyle devam etmektedir:

        Ağaç gölgesinde Sultan, etrafa bir göz atar;
        Sıra sıra Atlas, Toros, Balkanlar, Kafkaslar…
        Hepsi gölgesinin altında… Fırat, Dicle, Nil, Tuna.
Sularını toplayarak, girmişler komutuna…
İşte Asya ve Avrupa, çölleriyle Afrika”

    Bir hayli uzun olan destan şiir şu dizelerle sonuçlanmaktadır:
        “Gerçekleşti düşü, kartalca yükseklere uçuştu.
Yıldan yıla İmparatorluk gittikçe genişledi
Yayılma, ulustan ulusa, sultandan sultana sürdü.
Ülkeden ülkeye böylece, şan ve zafer yolu açtı.
Yıldırım Beyazıt, taaa Tuna’ya ulaştı…
Bir işaretle beylerin biri diğeriyle birleşti.
Mehter marşlarıyla adım adım, ülkeler geçti.

YUNUS da EMİNESCU da yürekleri sevgiyle dolu insanlardı… Onlar aradıkları toplum düzenini de sevgiyi de dünyada bulamamışlardı. Onlar, şiirlerinde insan ruhunun en hassas tellerine dokunmakla ve bu telleri seslendirmektedirler. Onların şiirlerinde hayat ve ölüm, iyilik ve kötülük, gerçeğin mutlak ve nisbi yönleri görülmektedir. Onlar yaşadıkları dönemin toplumsal sorunlarını; insanlığın geleceği ile ilgili görüşlerini, dünyanın kadim tarihine ait düşüncelerini, evrenin doğuşuyla ilgili fikirlerini ele alan şiirler yazmışlardır. Onların eserleri dinsel açıdan incelenecek olursa görülecektir ki Yunus’un deyişlerindeki ana tema Kur’an-ı Kerim ilkelerini içermekte; Eminescu’nun şiirleri ise kaynağını İncil’den almaktadır.
EMİNESCU, hayatında mutluluğu tadamamış olan biraz da talihsiz bir adamdır. Oysa Veronica MİLCE gibi güzel bir kadına âşık olmuştur. Ne var ki EMİNESCU ile MİLCE birlikte olmaktan çok ayrı yaşamak mecburiyetinde kalmışlar; her buluşmaları yeni bir ayrılığın başlangıcı olmuştur.
Ruhsal yapısıyla kâinatı tanımak için çırpınan EMİNESCU romantik bir şairdir. Romantik şair ruhunda, daima meçhul ufuklar nostaljisi yaşatır; bu ufuklara hiçbir zaman ulaşamayacağı endişesiyle kıvranır durur! Romantik şair için sonsuzluk somut gerçekle ve özellikle sezilmeyen şeyler içinde saklıdır. Romantik şair her zaman sessiz ve içe kapanık olup kendine sorular yöneltir. O çok ünlü eserlerinden birinde “dünyada her şey şüphelidir…” diye yazmıştır.
Talihsiz EMİNESCU, mutsuz EMİNESCU ne yazık ki hayatının son günlerini bir akıl hastanesinde geçirmiştir. Çünkü bir yandan kişisel mutsuzluğu, öte yandan ülkesinde çok arzu ettiği huzur ve istikrar ortamının oluşmaması; onun (deyim yerindeyse) çıldırmasına ve genç yaşta hayata veda etmesine neden olmuştur. 
Sonuç olarak;
Nasıl ki Yunus Emre 700 yılı aşkın bir süredir  Milletimizin gönlünde ve yüreğinde yaşıyor ve onun şiirleri, musikimizin bütün türlerinde defalarca bestelenip yaşatılıyorsa; Romen Milletinin bir numaralı mutasavvıf şairi Mihai EMİNESCU’nun şiirleri de ünlü Romen bestekarlar tarafından bestelenip yaşatılmaktadır.
Yunus Emre ;
“Gelin tanış olalım,
İşi kolay kılalım,
Sevelim sevilelim,
Dünya kimseye kalmaz” 
dizeleri ile asırların ötesinden bugün de insanlığa önemli bir mesaj vermiş ise; EMİNESCU’nun şu dizeleri de aynı amaca yönelik bir mesajdır.
“Zaman geçer, zaman gelir
Eski, yeni hepsi birdir.
Kötü nedir? İyi nedir?
Düşün, taşın, akıl erdir.”
Romanya ve Moldova’da yaşayan Romen dostlarımız, EMİNESCU’nun doğum ve ölüm yıldönümlerinde mutlaka anma toplantıları yapmakta, zaman zaman uluslararası düzeyde bilimsel toplantılar düzenleyerek, şairin hayatını ve eserlerini irdelemektedir. 
Ben Eminescu ile ilgili iki kitap yayımladım. Bu kitaplar ve çeşitli yayımorganlarındaki yazılarım benim, Moldova’da yayımlanan “Mihai Eminescu Ansiklopedik Sözlük” te yer almamı sağladığı gibi, Moldova Bilimler Akademisi’nin önerisiyle, bizzat bu Ülkenin Cumhurbaşkanının elinden bir madalya ve belge ile taltif edilmemi sağladı.
Ben son söz olarak derim ki; hiçbir şair Osmanlı İmparatorluğu Tarihini Eminescu kadar gerçekçi ve mükemmel yazmadı. Merhum dostum Cemal Safi yazmaya başlamıştı ama, tamamlamaya ömrü kifayet etmedi!...


Mihai Eminescu

Moldova Cumhurbaşkanının Elinden Eminescu Madalyasını Alırken

Moldova Cumhurbaşkanının elinden Eminescu madalyasını alırken