20 yılı aşkın bir süre, askerlik yaptığım dönemin hemen hemen tamamında, karargahta çalıştım. Yanımda görev yapan askerlerarasında çok sevdiklerim, onlarla arkadaşlık ötesinde kardeşlik ilişkisi kurduklarım vardı.

     Bunlardan birisi de Siirtli Seyit Saklan idi. Seyit benim seyahat tutkumu bilirdi. İzinli olarak Siirt’e giderken bana; “Komutanım, arzu edersen gel, Siirt’i de görmüş olursun” dedi. Bunun üzerine atlayıp Siirt’e gitmiştim. 
1960’lı yılların sonunda Seyit’in evinde iki gün konuk olup, hem kenti gezip görmüş, hemde o zamanlar çok meşhur olun bir de Siirt Battaniyesi alıp dönmüştüm.
***
    Siirtli’nin % 99’u Arapça konuşmaktadır veya Türkçe konuşamamaktadır. Burada ana dil Arapça’dır. Çocuk doğar, önce Arapça öğrenir, 7 yaşında okula başladığı günden itibaren de Türkçe öğrenir…Türkçe konuşan Şiirtli’yi ayıplıyorlar! Oysa Türkçe yazar ve okurlar. Dindar insanlarla doludur, Siirt. Aslında arkadaş canlısıdırlar. Şehrin içi böyle de neden civarı eşkiyalarla doludur? Bunu anlayabilmek mümkün değildir.

    Şehre hakim dört tepede 4 şeyhin türbesi var. Şeyhlik el’an da geçerlidir, Siirt’te…Bu kavrama inananlar, şeyhin sözünden dışarıya çıkmamaktadır. Şeyhlik babadan oğula, toruna bir miras gibi devredilmektedir ve bu husustaki inanç, çok kuvvetlidir.
    25 bin nüfuslu Siirt çok fakir bir şehir. Sokakları dolduran çocukların sefalet ve pislikleri yürekler acısıdır. Şehir fakir ve bir tek fabrika yok. Ama buna rağmen bol bol yeni binalar yükselmekte ve şehir yayılmaktadır.
    Kent ortasındaki Atatürk heykelini görünce memnun oldum.
    Yeni mahalle, modern binalarla doluyor. Ancak eski evler yıkılma tehlikesi ile karşı karşıyadır.
    Siirt’te,bir Tugay Komutanlığı, Seyyar Jandarma Birliği ve Komando Birliğinin şehir iktisadiyatına önemli katkı sağladığı muhakkaktır. Yeni teşkil edilen Komando Birliğinin görevi Siirt dağlarında cirit atan eşkiyaların yakalanmasıdır, ama bu yakalama ameliyesi layıkiyle yapılamıyor, nedense?... Çünkü en azılı şakiler hala dağlarda gizlenmektedir. Meşhur Hamido’nun en yakın arkadaşını gördüm, Siirt’te. Adamcağız köyüne gidemiyordu, zira diğer çeteciler kendisini vuracaklarmış. Yine azılı şaki Tilki Selim’in ağabeyinin Siirt’in en güzel evini inşa ettirmesinin de sebebi malûm diyorlar.
    Siirt’te, Anadolu’nun her yerinde görülen geleneksel Türk hamamları benzeri birçok hamam var.
    Şehir içerisinde üç tane sinema var ve yeterlidir. Ancak, halkın eğlenebileceği bir başka mekân yoktur.
    Bir Siirtli’nin vefatı halinde, bütün akrabaları ve arkadaşları günlerce yas tutuyorlar.  
    Siirtli pahalılıktan şikâyetçi. Üretim çok az ve her ürünü yetiştirebilme imkânı yok. Halk gerçekten acınacak durumda. Hükümetimizin Doğu sorununu ne zaman ele alacağı maalesef belli değil?
    Resmi daireler, İlköğretmen Okulu, Ebe Okulu ve Askeri Birliklerin sağladığı ekonomik desteğin dışında geliri olmayan halk yakın bir gelecekte daha kötü durumlara düşebilir.Bu durum ise Arap ve Kürtçülük meselelerinin, yurdumuza iyice yayılmasını sağlar ki, bunun zararını bütün milletimiz görür…

KURTALAN

    Doğuda demir yıllarının bittiği iki yer var. Biri Tatvan, diğeri Kurtalan’dır.
    Kurtalan 1700 nüfusu ile Siirt’e bağlı küçük bir ilçe. Ama uyanık insanlarla dolu. Gerçi henüz iktisadi sorununu halletmiş değil, ama ilerlemeye müsait bir ilçe. Keza doğru dürüst bir oteli, lokantası yok. Oysa Doğu’nun diğer kesimlerine buradan nakliyat yapılmaktadır. Örneğin Bitlis’e, Hakkari’ye…
    Siirt’e kadar muntazam bir asfalt yol var. Keza Batman’a giden yol da öyle.
    Kent içindeki kısa bir caddede dükkanlar var ve yapıların hepsi kerpiç.
    Kurtalan gelişebilir ama nasıl ve kiminle?... Bunun cevabının verilebildiği an Kurtalan kurtulacaktır!... 
    
T İ L L O
    29 Mart 1986 sabahı Batman’dan Hasan’ın bir mesai arkadaşının arabası ile Beşiri ve Kurtalan üzerinden önce Siirt’e, oradan da Tillo’ya gitmiştik. Geçtiğimiz kasaba ve köyleri, göz ucuyla da olsa dikkatle inceliyor, küçük küçük de notlar alıyordum.
    
Beşiri, 4715 nüfuslu küçük bir ilçe idi…
    Kurtalannüfusu12.385 olmuş ama, daha önce gördüğüm Kurtalan’dan daha berbat!
    Siirt ‘de içebilecek soğuk bir meşrubat bulamadık. Bu yüzden bir çay içimi kaldık. Hava sıcaktı, bir pastahanede buzdolabı vardı ama, “kazancımız elektrikparasını karşılamıyor” diye çalıştırmıyorlarmış. O tarihteki Siirt nüfusu: 53. 650
    Tillo, Siirt’e 7-8 km.mesafede. Rakımı Siirt’ten daha yüksek olan bir konumda. Adını değiştirip “Aydınlar” demişler ama, halk Tillo demeye devam ediyor. 

Bucak Merkezi, ama bir müdür atanıp atanmadığını öğrenemedim. Tillo büyük bilgin ve şair Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretlerinin medfun bulunduğu ve bu yüzden üne ulaşan bir yerleşim merkezi. 2300 kişinin yaşadığı bu ilginç Kasabanın girişinde bir barikat ve nöbetçi kulübeleri filan vardı. Peki ama neden? Bunu öğrenemedim; soramadım da. Hatta birkaç kişiye sormama rağmen Tillo adının anlamını da öğrenemedim.
    
Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın en ünlü eseri Marifetname’dir. Ben bu eseri temin ederek kitaplığımda bulundurdum ve baştan sonra okudum. Okunması gereken bir eserdir. Tillo’lular İbrahim Hakkı’nın mürşidi-hocası İsmail Fakirullah’ı ön plana alıp, İbrahim Hakkı’yı ikinci hatta üçüncü plana almışlar? Bunun nedeni İbrahim’in Tillo doğumlu olmayıp, dışarıdan gelmiş olması mıdır, bunu da anlayamadım… 
Fakirullah, yakınları ve İbrahim Hakkı aynı türbe içinde medfun bulunuyorlar. Türbe etrafı geniş bir bahçe ile çevrili. Türbenin yanında ilginç bir ağaç var. Arslana sarılmış bir yılanı andırıyor, bu ağaç. “Her türbenin bir bekçisi vardır, İbrahim’inki de bu ağaçtır” dediler.

    Tillo köyünde, gerçekten birçok aydın kişiler yetişmiş. Tillo Evliyaları (bkz.Nureddin Sancar, İstanbul 1985) adlı kitapta bu hususta ayrıntılı bilgiler var.
    Tillo’da camiler, türbeler ve İbrahim Hakkı’nın ev müzesi var. Bu ev müzede Saadettin Toprak oturuyor. Akrabaları Batman’da. Başında imam sarığı olan ve saygı duyulan bir zat. Kasabanın adının değiştirilmesinden yakındı. Müzede İbrahim Hakkı ile ilgili bazı eşyalarla kitaplar var. Saadettin Toprak, İbrahim Hakkı’nın şu beyitini söyledi:
        “Anlarsa uzağım yakınımdır,
        Anlamazsa yakınım uzağımdır.”
    Tillo, Fakirullah, Mücahit ve Soydanlar adlı üç mahalleden oluşuyor. Fakirullah ailesinin çizdiği şecereye bakılırsa, bu aile Hazreti Muhammed soyundan geliyormuş?...
    Tillo’da ilginç bir ışık olayını anlattılar:

    İbrahim Hakkı’nın orijinal bir eseri de Tillo Türbesidir. Üstadı İsmail Fakirullah adına yaptığı türbe, bir büyük ve iki küçük kubbenin örttüğü iki oda ve bir hol ile bir kuleden ibarettir. Türbenin asıl özelliği, Tillo’nun 3 km. doğusundaki bir tepe üzerinde yapılmış olan, duvarında bırakılmış 40x40 eb’adındaki pencereden her yıl 21 Mart gününün belirli bir anında geçen güneş ışınlarının türbe binasının kulesindeki bir prizmadan geçerek İsmail Fakirullah’a ait sandukanın baş tarafını aydınlatmasıydı. Fakat ne yazık ki bu ışık düzeni, türbenin onarımı sırasında bozulmuş. Türbenin en son 1963-1964’de onarıldığını söylediler. 
Bu türbe daha çok Ramazan ve Kurban Bayramlarında kalabalık topluluklar tarafından ziyaret edilmektedir.
    Siirt’te Kurtalan Çimento Fabrikası, Meyan Balı Fabrikası var. Petrol, kömür, bakır gibi yeraltı zenginlikleri var. Hayvancılık, orman ürünleri…fıstık, Pervari balı…battaniye, şal…tütün, pirinç…kaplıcalar var…