En Sevdiğim Yerli ve Yabancı Diziler
Film izlemek kadar dizi filmde izlemek, takip etmek sinema dünyasını takip etmek için önemlidir. Fakat çok zamanını almayacak şeklide olmalıdır. İzlediğimiz diziler zamanımızı almaktan çok bize ne öğrettiğine bakmalıyız. Bu kapsamda size özellikle mini dizileri tavsiye etmek istiyorum. Yerli dizileri son 5 yıldır izlemiyorum diyebilirim. En sevdiğim yerli dizi Leyle İle Mecnun ve Haluk Bilginer’in başrol oynadığı Şahsiye dizisidir.
En sevdiğim mini yabancı dizilerin listesi şöyle;
1) Chernobyl, 1986 yılında Ukrayna’da Çernobil nükleer santralindeki patlama ve sonrasında yaşananları konu ediyor. Dizi ne kadar taraflı olup olmadığı tartışılsa da o dönemi ve çekimi olarak izlenilmesi gereken bir yapım.
2) Black Mirror, Bilimkurgu antolojisi dizisi, insanlığın en görkemli buluşlarının ve en karanlık içgüdülerinin zıtlaştığı karmaşık ve teknolojiyle dolu bir yakın geleceği konu alıyor. Her bölümü farklı oyuncular ile farklı konuları ele alıyor. Özellikle teknolojinin hayatımızı nasıl etkilediği yönünde ufuk açıcı fikirlerde veriyor.
3) Dekalog, 1989 yılı Polonya yapımı dizi filmdir. Krzysztof Kieślowski'nin yönettiği film 10 adet orta metrajlı bölümden oluşur. Her bir bölüm Yahudilik inancındaki 10 Emir üzerine kuruludur. Kieślowski, sevdiğim yönetmenlerdendir. Özellikle Üç Renk üçleme filmi olan Mavi, Beyaz ve Kırmızı filmleri sinema tarihinin bana göre en iyi üçleme filmidir. Hem dizisini hem de üçleme filmini tavsiye ederim.
4) The Spy(Casus), 1960'larda memurken gizli ajana dönüşen İsrailli Eli Cohen, yıllar sürecek tehlikeli bir görevde Mossad için casusluk yapmak üzere gizli bir kimlikle Suriye'ye sızar. 6 bölümlük Netflix dizisi hem tarihi hem de o dönemi iyi anlattığını düşünüyorum.
5) Bonus olarak da son zamanlarda severek izlediğim birkaç dizi önerim. Breaking Bad, La Casa De Papel, Vikingler, The Walking Dead ve Game Of Thrones…
Ben bir dizi ve film izlerken öncelikle hikayenin gerçekliğine bakarım. Sonrasında ise nasıl çekildiği benim için önemlidir. Yani kurgu olsa da gerçek hayattan uyarlanmış olması ve sinemasal olarak iyi çekilmesi filmi daha anlamlı kılıyor.