Hepimiz Hayvansever Olalım

Kimimizin sokakta görüp sevdiği, kimisinin de korkup yolunu değiştiği Sokak Hayvanlarının da hakları olduğu ve insanoğlu gibi yaşamlarına önem vermememiz gerekirken son zamanlarda birçok vahşet haberlerini duyuyoruz. Oysa Hayvan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 14. Maddesinde “Hayvanları koruma ve savunma kuralları, hükûmet düzeyinde temsil olunmalıdır. Hayvan hakları da insan hakları gibi yasayla korunmaktadır.” deniliyor. Fakat halen Türkiye’de Hayvan Hakları Yasası çıkmadı. Mevcut yasada hayvana yönelik kötü muamele ve işkenceyi “kabahat” olarak değerlendiriyor yani bu fiilleri suç kapsamına almıyor!

 

Öncelikle bilmeliyiz ki “Barınak” diye anılan tesisin resmi adı “Hayvan Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi”dir ve burada yalnızca bakıma muhtaç, hasta, sakat, yavru, dışarıda hayatını devam ettiremeyecek olan hayvanlar bulunmaktadır. İyileşen hayvanlar ise kentte belirlenen beslenme alanlarına bırakılır. Bu beslenme alanları ise o bölgede yaşayan vatandaşların sokak hayvanlarına duyarlı olup ayrıca bakım evleri de günlük olarak o bölgelere mama bırakması gerekir. Yani sokak hayvanlarıyla beraber yaşadığımızı unutmayalım, özellikle yazı su ve kışında barınma ihtiyaçlarının olduğunu da unutmayalım!

                            

 

Diyarbakır’da hem Büyükşehir hem de ilçe belediyeleri ara ara sokak hayvanları için mama desteğinde bulunuyor. Özellikle sokağa çıkma kısıtlamasında yapılıyor. Hayvansever vatandaşlar da farkındalık oluşturmak adına bu tarz çalışmalarda bulunuyor. Bu yeterli mi derseniz, değil tabi ki de. Yerel yönetimlere büyük sorumluluklar düşüyor. Daha fazla beslenme alanları oluşturup sokak hayvanlarına karşı bilinç oluşturmada önemli rol almalıdırlar.

 

Ayrıca sokak hayvanlarını beslemeyi artık farkındalık olarak görmekten çıkartmalıyız. Şöyle ki sokak hayvanlarına karşı toplum olarak bilinçlenmeliyiz ve onlarla beraber yaşadığımızın farkında olup herkes üzerine düşeni yaparak bunu normal bir durum haline getirmeliyiz. Çok değil, herkes evinin veya iş yerinin önündeki sokak hayvanlarına durumu varsa mama alıp veya yediği yemekten birazını paylaşabilir.

 

Hayvanlardan korkanlar da bunu aşabileceğini bilmelidirler. Mesela ben kedilere dokunamıyordum. Bir arkadaşımın yardımıyla artık dokunabiliyor ve sevebiliyorum. Hatta kedilere olan sevgimden “Sokak Kedileri” adında bir belgesel bile çektim. Youtube’de Özgün Art kanalında dilerseniz izleyebilirsiniz. Size sokak hayvanlarını sevmeniz için önemli bir tüyo vereyim: Kedi ve köpeği sevmek istediğiniz zaman öncelikle elinizi uzatıp koklamasına izin vermelisiniz. Bu şeklide kokunuzu alıp sizi güvenir ve onu sevmenize izin verir.

 

Yani kısacası sokak hayvanlarının da bizim gibi yaşam haklarının olduğunu ve beraber yaşadığımız bilinciyle hareket ederek yediğimiz yemeğin bir parçasını paylaşarak onları bu dertlerinde kurtara biliriz. Hepimiz hayvansever olalım ve bu tabiri de hayatımızdan çıkartıp farklı bir özellikmiş gibi zikretmeyelim artık. Ya da bir amca ekmeğini kuşlara paylaştığı zaman bunu çok büyük bir şeymiş gibi de paylaşmayalım. Ayrıca mama fiyatlarının da yüksek olması ayrı bir sorun. Petshoplar ve büyük marketler sokak hayvanlarını düşünerek fiyat vermelidirler. Herkesin gidip alabileceği bir fiyat olmalı ve insanlar ekonomisinden etkilenmeden günlük olarak alabilsinler.