Savaş ve Barış Üzerine Bazı Mülahazalar

Evrenin var oluşundan günümüze kadar birçok savaşa ve barışa tanıklık etmiştir insanlar. Peki neden?  Bence tüm nedenlerin kökenin de nefret yatar. İnsan evladının nefreti yatar. Hep daha çok şeylere, daha iyi şeylere sahip olmak isteriz,  daha üstün olmak isteriz. Kendi elimizde ki hiçbir zaman mutluluk vermez insana, bazen de güç göstergesi yapmak isterler. Elbette bunların hepsi bir neden ama asıl etken içimizde ki kötülük...

 

Belki de içimizdeki kötülükle savaşmayı bilseydik yeryüzünde ki bu savaşlar olmayacaktı. Kendimizi durduramıyoruz, sınır tanımıyoruz daha kendimizle bile savaşmayı bilemiyorken kişilerle, imparatorlarla, evrenle, insanlarla, ordularla, tanrılarla savaşıyoruz. Savaş sadece kılıçlarla silahlarla olmaz. Savaş beyinler, fikirler ve zihinlerle arasında da olur.                                                                                                        

 

Bence savaşın genel amacı sevgisizlikten gelir. Evren varoluşundan şimdiye kadar milletlerle, kişilerle, fikirlerle, düşüncelerle değil birebir içindeki sevgisizlikle savaşmıştır. Kendine olan nefretini başkasına bulaştırarak, başka canların acı çekmesinden zevk alarak bastırmaya çalışmıştır. Ama şüphesiz ve başarısız olmuştur. Her seferinde, çünkü sevgisizliği nefretle bastırarak değil, sevgiyle iyileştirebiliriz. Aksi takdirde bir şey kazanamayız tam tersine kaybederiz. Bu paragrafı bu güzel alıntıyla bitirmek isterim.

 

“Dünyayı güzellik kurtaracak” Fyodor Dostoyevski