Hepimiz farklıyız ve bu muhteşem güzel bir şey. Sevdiklerimiz, korkularımız, yeteneklerimiz ve daha da sayabiliriz, birbirimize benzemiyoruz.
Dünyaya bakışımız bile farklı. Her insan bir dünya deriz. Vücudumuzun bilgisayarı beyin bile hepimiz de farklı çalışır, farklı öğrenir, farklı hisseder ve iletişim kurma becerilerimiz bile farklıdır. Kimi söz, kimi beden, kimi görsel, kimi işaret diliyle. Duygusal zeka, görsel, sözel,sayısal vb diye değerler veririz.
Bazen de beynimize giden kablolar farklı bağlantı kurabilirler bu da duygularımızı etkiler, çevremizdeki olayları nasıl algıladığımız, anladığımız değişim gösterir. İşte buna Otizm diyorlar.
Beyinlerin cevherlerini keşfetmek güzeldir sevdiğini söyle hadi. Olumlu taraflarını bulmaya çalışırım sıkıntılar vardır mutlaka çareler tükenmez.
Bizim için en zor gelen şeyleri otizmli bireyler öyle kolaylıkla yaparlar ki şaşar kalırsınız bazen de en kolay şeyi yapamazlar.
Beyin aşırı yüklenirse, alarm verir, nasıl tepki vereceğini söyleyemez, dile getiremez, içerisinde bir kaos varken yardım bile isteyemez. Neslimizin korunmasının önemini kavramış biri olarak özümü seviyorum.
Düşünsenize sevmediğimiz bir ortamda mecburiyetten bulunmak ne kadar rahatsız edicidir. Saklanacak bir yer aratır. Kimi ellerini sıkar, tırnaklarını yer ya da sicim gibi terler fenalaşır. İşte otizmli bireylerinde bu gibi sıkıntılı durumlardan kurtulmak için bazı korunma savunma yöntemleri vardır, salıncakta sallanmak gibi. Bize rahatsız edici gelse de bu onun için kurtuluş yoludur ve rahatlama hissi verir. Dalga geçmeyin, aptal aptal bakmayınız bu ne yapıyor diye, onlar hasta ya da bozuk para değildir.
Otizm nedir düzeltebilir miyiz düşünün derim. Bizlerin destekleri ile hallediliyor bazı şeyler hazır mısınız Otizmli bireyler ile arkadaşlık etmeye devam edeceğiz.
Hatta otizmli bireyler ile yaşadığınız tecrübelerinizi paylaşın ki bilelim öğrenelim ve yardımcı olmaya çalışalım birbirimize. Hikâyelerinizi bekliyorum.
Aşağıda otizm ile ilgili bir hikayemi bırakıyorum olur ya belki bir gün bir kısa film olur..
Ayrıca okumanızı tavsiye ederim. Kerri Rivera, Otizm Olarak Bilinen Belirtilerden Kurtulmak.
Otizmli çocukların eğitimini tamamladıktan sonrası stres atmak zordur tâbi mutlu olmak istiyorsan önce sevmeyi sevdim.
Otizmli çocuklar duymasın dizisinin yeni bölümlerini de okumak için tıklayın eğitim önemlidir.
Otizm Bilincini geliştirmek için gereklidir.
Otizmli Ailelerin Yaşadığı Problemler nedir düzeltebilir miyiz düşünün derim.
Senaryo: "Sevgiyle kabul et"
Karakterler:
Burhan: 12 yaşında, otizmli, öğrenmeye açık, iyileşme gösterebilir bir çocuk. Kimseyle göz teması kurmuyor, anne dışında.
Melek: Burhan’ın annesi. Türkçe okuma yazma bilmiyor. Burhan ile ilgilenen tek kişi.
Baba: İş ve ev arasında gidip geliyor, Burhan ile evin içinde de dışında da Burhan ile ilgilenmiyor. Yok gibi davranıyor.
Komşu kadın: Mahalleye yeni taşınır.
Birinci sahne: Mahalleye yeni taşınan kadın, balkonda otururken Burhan ile Meleği görür, bakkala giderken. Komşu kadın gülümser merhaba der.Melek de hoşgeldin der. Melek çaya davet eder. Komşu kadında teşekkür eder elbette der.
İkinci sahne: Komşu kadın bir kek yapar, Meleğin evine gider. Çay içerler. Melek Burhan’ın durumunu aktarır. Komşu kadın dinler. Meleği en çok üzen durum babanın kabul etmemesi. Erkeklik gururuna yediremez.
Üçüncü sahne: Komşu kadının Burhan’a olan ilgisi babanın da dikkatini çeker. Baba ile oğula kısa süreli gidebilecekleri tiyatro bileti alır.
Dördüncü sahne: Komşu kadın sık sık Melek ile görüşür, fikir verir baba ile oğulun aradaki bağların kuvvetlenmesi için yardımcı olur.
Beşinci sahne: Melek komşu kadından duyduğu engelli kartını almayı başarır. Burhan’ın ve refakatçisinin haklarını öğrenir.
Altıncı sahne: Burhan ve babası ilk kez el ele tutuşup çarşıya giderler.
Yedince sahne: Baba ve oğul ilk kez tiyatroya giderler.
Sekizinci sahne: Baba ve oğul ilk kez parka giderler.
Dokuzuncu sahne: İlk kez birlikte otobüse binerler.
Dokuzuncu sahne: Sonunda baba Burhan’a sevgiyle sarılır.
Sevgiyle kabul etti.