Diyarbakır ve Güneydoğu Anadolu’nun Osmanlı Devleti’ne katılması ve sonuçları- 29

Sultan Selim, Anadolu’nun birliğini sağlamış, Osmanlı Devleti’nin Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu sınırlarını aleyhte değişmeyecek şekilde genişletmiştir. Anadolu’daki Osmanlı topraklarını Çoruh boyunda Yusufeli, Fırat nehri başında Erzurum, Aras başında Karayazı, Murat Suyu boyunda Hınıs ile Muş, Dicle nehri boyunda Pervâri, Zaho ve Musul’a varıncaya kadar genişletmiştir. Bu çizginin batısındaki İspir, Tercan, Kiğı, Bingöl, Kulp, Bitlis, Hizan, Siirt, Cizre, Şırnak, Te’1-Afer ve Sincar bölgeleri Osmanlı ülkeleri hudutları içerisine alınmıştır .

Sultan Selim, Anadolu’nun birliğini sağlamada Akkoyunlu beylerinden de yararlanmış, bunlara Doğu Anadolu’da dirlikler vermiştir. Bu sayede, Kuzey Irak, Musul, Kerkük, Erbil vilayetleri Türkiye’ye katılmıştır. Sultan Selim, Safevîler ve Memluklardan şimdi ki Adana, Gaziantep, Hatay, Urfa, Diyarbakır, Mardin, Siirt, Muş, Bingöl, Bitlis, Tunceli, Erzincan vilayetlerini aldığı gibi Dulkadırlu Beyliğini de -Maraş ve Elbistan havalisi- doğrudan doğruya Türkiye’ye ilhak etmeyi başarmıştır .
Sultan Selim, Osmanlı ülkelerine kattığı Anadolu topraklarını, ilelebet Şii-İran tehlikesinden ve Fars kültüründen korumak istiyordu. İran’a ikinci bir büyük sefer yaparak Safevîleri ortadan kaldırmayı düşünen Sultan Selim, “İbrişim yasağı” olarak bilinen İpek ticaretinde İran’a boykot kararı almıştır. İran’daki Safevî Devleti ile her türlü iktisadî ilişkileri yasaklamış, Antep konağından valilere tamim göndererek, yasağa uymayan tüccarların mallarının müsaderesini istemiştir. Ayrıca İran’a silah ve demir ihracı da yasak edilmiştir .