DİYARBAKIR’IN SİYASİ VE DİNİ TARİHİ (13)


Polonyalı Simeon’un seyahatnamesini yayına
hazırlayan Hrand D. Andreasyan, dipnotta Şemsiler
hakkında şu bilgileri vermiştir: “XV. asır
Ermeni müelliflerinden MezofluToma, Timur
ve haleflerine âid eserinde, Timur’un, Şemsi
denilen tarikatçılarla meskûn Şol, Şımaraklı,
Safari ve Maraşi adlı Mardin köylerini yerle
bir ettiğini, fakat bu putperest tarikatların, bilahare,
şeytani bir surette Mardin’de ve Amid’de
tekrar çoğaldıklarını” yazar.
Ermeni müelliflerinin Arevortik (güneşoğulları)
tabiriyle zikrettikleri bu tarikat, 5.
asırdan beri Ermeniler arasında görünen Arlikvan,
Borborit, Tondraklı vs. adlarla bilinen tarikatların
bir nevi devamıdır. Eski İran menşeli
olup zahiren Hıristiyanlığa bağlı bulunan bu
tarikatlara karşı 5. asırdan beri şiddetli mücadele
yapılmasına rağmen, VIII, XI, XII. asırlarda
muhtelif adlar altında ve nihayet XIV. asırda
“Arevortik” ismiyle tekrar ortaya çıkmıştır.
Patrik M. Ormanyan’a nazaran, zamanımızdaki
Yezidî tarikatının Arevortiklerin bir devamı olduğu
zannedilmektedir.
İtalyan misyoner GuiseppeCampanile’nin,
Mardin’de yaşayan Şemsiler hakkındaki
görüşleri ise şöyledir: “Bu tarikat (Şemsilik),
Mardin’de bulunmakla birlikte buraya nasıl
geldiği bilinmemektedir. Bazıları, bir kaç ailenin
Hindistan’dan geldiğini, göç etmiş olduğunu
söylerler. Başka bir iddiaya göre de Şemsilerin,
Mardin’e bağlı çevre köylerde dağınık yaşadıkları
iddia edilmektedir. Kesin olarak bilinen
Sultan Mustafa devrinden beri Mardin’de yaşadıklarıdır.
Sultan Mustafa, Hıristiyanların,
Yahudilerin ya İslam’ı kabul etmelerini ya da
ülkeyi terk etmelerini emretmiştir. Ancak Şeyhülislamlar
ve müftüler buna karşı çıkmıştır.
Hz. Muhammed döneminde bile Yahudilere,
Hıristiyanlara bu tarz bir şey uygulanmadığını,
eğer ki böyle ülkeyi terk etmesi gerekenler
varsa bunların bu tarz büyük ve kitaplı dinler
değil, küçük boyutlu kitapsız dinlerin mensupları
olmalarını gerektiklerini savunmuşlardır.
Şemsiler ise Yezidîler, Dürzîler ve
Nusayriler gibi dağlık bölgelere çekilmemişler
ve Osmanlı topraklarını da terk etmemişlerdir.
Şemsiler ya da şems sözcüğü, “şemsi” kelimesinden,
anlam olarak da “güneş” kelimesinden
gelmektedir. Şemsiler, güneşe taparlar. Güneş
doğarken önünde 3 kez eğilirler. Evlerinin kapıları
doğuya bakar, bundan başka öküze ve
ineğe saygı duyarlar. Çocukları, Yakubi papazları
tarafından vaftiz edilir ve batıl gelenekleri yüzünden
günah çıkarmaya mecbur edilirler.