Toplumda çok az kişi kadın düşünürlerden haberdar, daha çok erkek düşünürlerin düşünce ve aforizmaları anlam kazanıp günümüze ulaşmayı başarmıştır. Bunun temeli cinsiyetçiliğe dayanır cinsiyetçiliğin o zamanlardan doğup günümüze ulaştığı da maalesef acı bir gerçek.
Kadın düşünürlerin fikirleri önemsenmemiş, fikirlerine 2. sınıf muamelesi yapılmış, çalışmalarına el konulmuş, düşünme ve bilim üzerine çalışma yapan kadınlar cadılık ve büyücülük ile suçlanmış, çalışmalarına el konulmuş ve göz ardı edilmiş ve türlü iftiralara maruz bırakılmıştır. Örnek verecek olursak düşünür Aspasia bir genelev işletmecisi olarak suçlanmıştır, Rosa Luxemburg ölene kadar dövülmüş ve cesedi nehire atılmıştır, Hannah Arendt idam cezası almıştır. Düşünebildiği ve düşünme kavramını doğru şekilde kullandıkları için...
Düşünmeye karşı gelişen bu kötü olaylara nazaran iyi gelişen olaylarda var elbette bunlara örnek verecek olursak Sokrates’in ders aldığı ve fikir hocası olan Miletli Aspasia’dır. Bir başka örnek Krotonlu Theano Kendisi Pythagoras’ın (Pisagor) eşi, öğrencisi ve ilk takipçilerinden biridir. Matematik, geometri ve felsefe ile uğraşmış, reenkarnasyon öğretisini savunmuştur. Eşinin ölümünden ardından Pythagoras Okulu’nu yönetmiş ve kız öğrencilere ders vermiştir. Bingenli Hildegard erkek manastırlarından bağımsız kendi manastırını kurmuştur.
Yaşamımız boyunca cinsiyetçilik’te, ayrıştırma da, düşünebilen kişileri delirmiş olarak kabul etmede daima başarılı olmuştur. Ama kadınlar bunca baskıya hor görülmeye rağmen iz bırakmayı yenilikçi olmayı üretmeyi bırakmamıştır.