SOSYAL MEDYA VE SEÇİM – 2

             Sosyal medya ve seçim konulu yazımın birinci bölümünde sosyal medyanın ne olduğunu ve seçimle ilişkisini kısa da olsa anlatmaya çalıştım. Bu bölümde de sosyal medyanın şeffaflığının ve doğruluğunun ya da sosyal medya üzerindeki yalan haberlerin,  insanlar üzerindeki etkilerinden bahsetmek istiyorum.

       Hepimizin bildiği gibi teknoloji hayatımızın vazgeçilmez unsurlarından biri oldu. Artık sabah kalkarken haberleri gazete ve televizyon yerine sosyal medyada takip eder olduk. Sohbetlerimizi ev ziyaretleri yerine internetteki  sitelerde yapmaya başladık. Hayat akışımızı evimizden dışarıya çıkmadan, sanal alemde sürdürmekteyiz. Alış verişlerimiz bile artık internet üzerinden yapılmaktadır.

       Dünyada milyarlarca insanın kullandığı internet, artık evimizin baş köşesini almış ve bize reislik yapmaktadır.

        “Evin reisi kim?” sorusuna karşılık tabi ki de cevap internet.

       Günlük yaşamımızın ayrılmaz parçası olan sosyal medyada alış veriş, moda, sağlık, çeşitli sınav hazırlıklıları, dersler ve daha neler neler.

      Peki hiç düşündünüz mü sosyal medyadaki her çıkan haber ve ya her çıkan yazı görüntü v.s. doğru mu? Doğru ise ne ala…..   ya yanlış ise

       Bu yazılardan ve görüntülerden dolayı yıkılan hayatlar, moral bozuklukları, dolandırıcılık ve sayamadığımı pek çok olumsuz olay. Bu olumsuzlukları rant haline getiren şebekeler.

       Biz bunlardan kendimizi nasıl koruyacağız?

     Bu yalanlardan kendimizi nasıl uzak tutacağız.

      Yasalar ve yasalara uymak ve kişinin kendisine çekidüzen vermesi bu olumsuzluğu bir nebze de olsa azaltacaktır.

       Seçimin olduğu şu dönemlerde kelimelerin sırtına ver yansın yapan kişiler. Hangi yazı nereye vurur belli, ama haklılığı ve ya doğruluğu muallak, çok da önemli değil. İnsanlar taraflarının yani savundukları partilerinin oy kazanmaları için her türlü oyunu, tehdidin, yalan yanlış haberin , doğru olamayan hareketleri  sosyal medya üzerinden paylaşıyorlar. Sonuç üzücü. Peki seçim bitince ne olacak. Bence hiçbir şey olmayacak. Çünkü bu artık yaşamlarında alışkanlık haline geldi. Ve bu alışkanlık bu hayata yeni girenleri olumsuz etkilerken, içinde bulunanların pek umurunda değildir. Hayata kaldığı yerden devam ederler bu hayattan bu konularla ilgili bağışıklık kazananlar.

       Bir insan hakkında yalan yanlış haberlerin yazılması bu kadar kolay olmaması gerekir. Her şeyden önce vicdanın devreye girmesi şart. Vicdan devreye girmeli ki neyin doğru neyin yanlış olduğunu sosyal medyayı kullanırken bulmak daha kolay osun. Bilgi kirliliği değil şeffaf, doğru ve merhametli yazılar yazmak gerekli.

Unutmayalım sosyal medyayı kullananlar arasın sadece yetişkinler bulunmamaktadır. Bizimle birlikte çocuklarımız da kullanıyor. Onlar bizim takipçimiz olduğu kadar bizden de örnek alıyor.

       İyi bir birey kendinden sonraki hayatlara örnek davranışlar bırakandır.