Spor ve Çocuk Gelişimi-6

Oyunun çocuğun duygusal yaşantısındaki etkisi üzerine çok az araştırma

yapılmıştır. Çocuğun duygularını oyunlarda yaşadığı konusunda ilk defa S.Freud

(1920) durmuştur. Fantezi davranışlarla onun arasındaki ilişkiyi görmüş ve çocuk

oyunlarında bilinç dışı istek ve zorluklarını yaşar demiştir (akt.Özdoğan, 2004 s.114).

Genel olarak çocuk ruh sağlığını sevilmek ve oynamak biçiminde tanımlamak

mümkündür (Özgür, 2000 s.3). Oyun çocuk için sadece eğitsel yönden değil, onun ruh

sağlığı açısından da büyük önem taşımakta ve duygusal ilişkilerin başlatılması için en

uygun ortamları hazırlamaktadır. Mutluluk, sevinç, acı, acıma, korku, kaygı, dostluk,

düşmanlık, kin, nefret, sevgi, sevme, sevilme, güven duyma, bağımlılık, bağımsızlık,

ölüm gibi pek çok duygusal tepkiyi çocuk oyun ile öğrenmektedir 

Oyunla öğrenmenin faydalarından biride çocuğun dikkatini

yoğunlaştırabilmesi olduğu ifade edilmektedir (Wade, 2002 s.2). Oyunlar, öğrencileri

pasif durumdan aktif duruma geçirmeleri nedeniyle dikkat üzerinde, diğer öğrenme

tekniklerine göre daha fazla etkiye sahiptir (Wylleman, Harwood, Elbe, Reints &

Caluwe´, 2009 s.438). Oyun, bir eğitim aracı olup, temel eğitimin bütün dallarında hem

öğretim metodu hem de öğretim aracıdır. Oyunla eğitim sonucunda, öğrenilen daha

iyi hafızada kalır, mukayeseli düşünme, karar verme ustalığı gelişir ve davranışları

olumlu yönde etkilemektedir (Tkachuk, Leslie-Tosgood, & Martin, 2003 s.109). Bugün

sporun bir eğitim aracı olarak çocuğun her yönden gelişmesinde büyük rol oynadığı

bilinmektedir. Sportif oyunlara bir ekip üyesi olarak katılma; çocukta yardımlaşma,

beraber çalışma, diğer ekip elemanlarına ve oyun düzenine saygılı olma gibi duyguları

geliştirdiği ifade edilmektedir (Medwell, Grimshaw, Robertson & Kelso, 2012

s.263). Yapılan araştırmalar sporun çocukların sosyal sorumluluk kavramını daha iyi

anlamalarına yardımcı olduğunu ortaya koymuştur.