Diyarbakır ve Güneydoğu Anadolu’nun Osmanlı Devleti’ne katılması ve sonuçları- 22
Şah İsmail, Çaldıran savaşında ölen Ustacaluoğlu Mehmed Hanın kardeşi Kara Hanı, Urfa hâkimi olan Durmuş Bey ile birlikte Diyarbakırı muhasara ve zapta memur etmişti. Mardin, Hısn-ı Keyfa, Harput ve Erganide bulunan Şah İsmaile mensup kuvvetlere de Kara Hana katılmaları emri verilmişti. Kara Han beş bin kişilik bir kuvvetle gelip Diyarbakırı kuşatma altına almıştı. Diyarbakır halkı da İdris-i Bitlîsî aracılığı ile Sultan Selime haber göndererek kendisinden yardım istemişlerdi. Bu maksatla aslen Diyarbakırlı olan Yiğit Ahmed, Amasyadan öncü kuvvet olarak gelmiş ve bu şahsiyet kuşatma hattını yararak şehre girmeye muvaffak olmuştu. Diyarbakır halkı ile Kara Hanın kuvvetlerine karşı müdafa savaşı veriyordu.
Sultan Selim, Kara Han’a karşı kuşatılan Diyarbakır şehrinin hâlâ direnmekte olduğunu İdris-i Bitlîsîden öğrenmişti. 16 Şaban 921/25 Eylül 1515 günü Edirne’de bulunan Padişah’a Safevîlerin on ay’dan beri kuşattığı Diyarbakır şehri yardımına 19 Receb 921/29 Ağustos 1515 günü gönderilen hükme göre Sivas (Rûm) Beylerbeyisi Şâdi Paşa’nın Amasya’dan çıkarak yürüdüğü, ayrıca Erzincan Beylerbeyisi Bıyıklı Mehmed Bey’inde o tarafa doğru gittiği haberi geldi. Elli bin nüfuslu Diyarbakır şehri Kara Han’a ve Safevî Ordusuna on ayı aşkın bir zamandır dayanıyordu.
Sultan Selim tarafından, Sivas Beylerbeyisi Şâdi Paşanın beş sancak beyi ile Bıyklı Mehmed Paşaya katılması emredilmişti. Bu arada İdris-i Bitlîsî de Doğu Anadoluda bulunan birçok Kürt ümerasını Diyarbakırın imdadına koşmak üzere ayaklandırdı. Bunlar arasında Palu hâkimi Cemşit Bey ve Çemişgezek hâkimi de vardı. Hepsi Kiğı sancağında birleşerek, önce Çapakçuru (Bingöl) Safevîler elinden kurtarıp Diyarbakır önlerine gelmişlerdi. Osmanlı Ordusu da şehir yakınında Kara Köprü mevkiine toplanmıştı. Şâdi Paşa da burada kendilerine katılmıştı. 10 Eylül 1515’de askerler ve o yöreden olan Türkmen asıllı Yiğit Ahmed idaresindeki gönüllüler, Urfa kapısından şehre girmişlerdir. 20 Eylül’de Bıyıklı Mehmed’in kuvvetleri de şehre girerek, şehir muhasaradan kurtarılmış ve Diyarbakır surları ve burçları üzerine zafer bayrakları çekilmiştir . Kara Han ise, bir miktar askerle çoktan kuşatmayı kaldırarak Mardin taraflarına çekilmişti.