DİYARBAKIR’IN SİYASİ VE DİNİ TARİHİ (14)


Şemsi düğünlerine bir Yakubi papazı katılır,
evlenenleri kutsar. Bilinen tek şey, herhangi
bir dini kitaplarının bulunmamasıdır. Ona
karşılık türküler, şarkılar söylemeyi çok severler.
Günahlarının saçlarında toplandığına inanırlar.
O yüzden birisi ölüme yaklaştığı zaman, saçlarını,
sakallarını, kıllarını koparırlar. Aslında
ölümü böylelikle barbarca hızlandırırlar. Ölecek
kişinin boğazından biraz likör dökmekle ölüme
daha çabuk ulaşacağına inanırlar. Ayrıca ölünün
cennete girebilmesi için gerekli miktarda parayı
ödemesi için de avuçlarına bir miktar altın koyarlar.
Ondan sonra ölü, Yakubi papazı tarafından
gömülür. Fakat ölü, sarılıp tabuta konulana
kadar Yakubi papazını yaklaştırmazlar. Bu tarikatın
üye sayısı çok azdır. 50 civarında aile
oldukları düşünülmektedir. Hepsi Mardin çevresinde
çok fakir bir durumda yaşamaktadırlar.
Şemsi kadınlarını diğer kadınlardan
ayıran özellik beyaz bir aba giymeleridir. Onlar
hakkında daha fazla bilgi bulmak çok zordur.
Putperestlikle suçlanmaktan korktukları için
ortaya çıkmazlar. Niebuhr ise, Mardin’deki
Şemsilerin birçoğunun Hıristiyanlığa geçtiğini,
geri kalanlarının da Yezidî ve Alevilerle karışmış
olduğunu belirtmektedir. Niebuhr, Şemsilerin
mahalli paganizmin son bakiyelerini oluşturduğunu
söyler.
Şemsilerle ilgili bir iddia da, onların
Harraniler olduklarıdır. Bu iddiaya göre “Şemsî”
ve “Harranî” kavramları aynı inancı ifade etmektedir.
Şemsiler genel anlamda Mezopotamya
bölgesinde yaşayan toplulukların Güneş (Şems,
Şemes) ve diğer gezegenlere olan inançlarını
belirten bir isimdir. Özelde ise, Harran ve civarında
yaşayan topluluğun dini inançları için
kullanılmaktadır. Şemsî ya da Şemsîler, kelimenin
taşıdığı anlama nispetle güneşe tapanlar
anlamına gelmektedir.
Gabriel Akyüz, yerleşim yerine nispetle
Harranîler adını alan bu inanç sahiplerinin,
Harran’da yaşayan ve XII. yüzyıla kadar varlıklarını
sürdüren, Hıristiyanlığı kabul etmemiş
ve putperest kalmış Süryaniler olduklarını söylemektedir.
Bunun yanında HarrânilerleSabiilerin
de birbirleriyle karıştırıldığı görülmektedir. Bunun
nedeni önceki kaynaklarda “Putperestler”,
“Keldâniler”, “Nıbtiler” veya basitçe “Harranîler”
olarak adlandırılan bu inanç sahiplerinin,
sonraki dönemlerde çeşitli nedenlerle muhtemelen
zımmi statüsünü kazanmak için Sâbiî
ismini adapte etmelerinde yatmaktadır.
Harran şehrinde, M.S XIII. yüzyıldaki
Moğol saldırısında, şehrin son Pagan tapınağının
yerle bir edilişine ve şehrin diğer halkıyla
birlikte son pagan sakinlerinin Mardin ve
civarına sürülmesine kadar, ay tanrısı Sin liderliğindeki
yıldız ve gezegen kültüne dayalı
paganist dini yapısı devam ettirilmiştir. Sonuç
olarak Şemsilerden bahseden kaynaklar birbirinden
farklı şeyler söylemektedir. Kimileri
bunların Harranî, kimi Ermeni, kimi Süryani,
kimi de eski İran inançlarının devamı olduklarını
ileri sürmektedir.