DÜNDEN BUGÜNE KUDÜS-2
Yahudi kaynakları tetkik edildiğinde bu şehrin kutsallık tarihinin Hz. Nuh’a kadar izi takip edilebilir. Ancak İsrailoğulları’nın bu kutsallığın farkına varması asırlar sürmüştür. Yahudiliğe göre, Şalim adıyla Tevrat’ta zikredilen Kudüs’ün ilk defa Hz. İbrahim ile bağlantılı bir hususta zikri geçer. Hz. Musa’nın halefi Hz. Yuşa bu mukaddes şehri alsa da İsrailoğulları şehirde ikamet etmemiş, yerli Yevusi kavmi burada oturmaya devam etmiştir. Şehrin tamamen Yahudi otoritesine girmesi Hz. Davut zamanında gerçekleşmiştir. O, bu şehri Yevusilerden alarak devletin başkenti yapmıştır. Dinî ehemmiyetinden dolayı burada mabet yapmak istese de bu, oğlu Hz. Süleyman zamanında gerçekleşmiştir. Ancak İsrailoğulları arasında bu mabede bağlılık ruhu oluşmamış, Bama adı verilen yerel tapınma merkezleri Süleyman Mabedi’ne alternatif olmaya devam etmiştir. Devam eden süreçte Hizkiya (MÖ 727–697) ve Yoşiyahu’nun (MÖ 640–609) mabedi Yahudilerin yegâne tapınma merkezi yapma girişimleri ile halkta oluşan Kudüs bilinci, Babil Sürgünü (MÖ 586) nedeniyle ulaşacağı nihai noktaya varmıştır ve o tarihten sonra Yahudiler şehri kıble ve kutsal şehir olarak sahiplenmişlerdir.