SOSYALLEŞEMEYENLER
İnsanoğlu toplumda yaşamını sürdürürken tek değildir ve bireysel hareket edemez. Tek başına bütün ihtiyaçlarını karşılayamaz ve ihtiyaçlarını tek başına hazırlamayı başaramaz. Düşünün ki bir ekmeği sadece kendimiz yapacağız. Bunun için pek çok unsuru yerine getirmemiz gerekecektir. Buğdayı tohumunu ekmemiz için tarla ve tohum, tarlayı biçmek için İnsan, buğdayı öğütmek için değirmen, unu getirmek için araç, aracı yapmak için fabrika, fabrika için mühendisler ve çalışan işçiler, mühendislerin yetişmesi için okul vesaire vesaire...... Buradan da anlaşılacağı gibi ardı arkası kesilmeyen ihtiyaçlar tek başına asla karşılanması mümkün değildir. Çünkü ihtiyaçları karşılayan ihtiyaçlar birbirine bağlı gider.
Öyle ihtiyaçlar vardır ki, bu ihtiyaçlar toplum olmadan olmaz. Tıpkı sosyalleşme gibi.
Günümüzde pek çok insan, hayatını farklı farklı uğraşlarla geçirmektedir. Kimisi derneklerde yer alarak kendisini ve kurumunu ifade etmeye çalışırken, kimisi siyasal parti içinde çalışmalar yürütüp bir yerlere gelmeye çalışarak vatana ve millete hizmet etmeyi düşünüyor, kimisi de başka alanlarda kendi yaptıklarıyla kendi egosunu tatmin ediyor. Bütün bu uğraşlar sonuçta, sosyalleşmenin yolundan geçmektedir.
Sosyalleşmek bir ego tatmini midir, yoksa toplumumuzda bir gereksinim midir düşünmek gerekir.
Aslında ikisi de diyebiliriz. Çünkü toplumumuzun olmazsa olmazlarından olan sosyalleşme hem içinde yaşadığımız koşulların gereksinimleridir, hem de insanoğlunun ihtiyaçlarından dolayı birbirine karşı duyduğu eksikleri tamamlama çabasıdır. Şöyle de diyebiliriz; insanlar, içinde doğduğu kültürel ortamın pek çok özelliklerini hem annesinden, hem de babasından, yakınlarından, arkadaşlarından, okuldan, sokaktan ve hem de iş ortamından kısacası çevresinde olup biten her unsurdan öğrenir. Hayatı boyunca bu öğrenme devam eder.
Sosyalleşme sürecinde kişiler yaşadığı toplumun birer üyesidir.
Sosyalleşmeye örnek verecek olursak toplumda yer alan giyim kuşam tarzı, bizm algıladığımız şekliyle, düşünüş tarzından davranış biçimine dönüşür ve her konuda bizlerin hayatında yer alır.
Bizler ise bu unsurların içinde yer alarak sosyalleşiriz ya da sosyalleşemeyiz. Yani sosyalleşdiğimizi zannederiz. Hayatın içinde toplumsal davranmak yerine bireysel hareket etmek, bizi sosyaliteden uzak tutar. Bu durumda ise her ne yapacaksak tek yaparız ama sosyal davranmayız. Sadece sosyalitenin içinde tek hareket etmiş oluruz.
Kendisine faydası olmayan bir insanın çevresine de faydası olmaz.