Atatürk, fahri hemşerilik için yapılan çalışmayı şu şekide değerlendirmiştir:
‘‘Muhterem Diyarbekir halkının beni fahri hemşeri intihap etmek suretiyle hakkımda gösterdikleri kadirşinaslıktan mütehassıs oldum. Muhterem hemşerilerime selam ve muhabbetlerimin iblağını rica ederim.’’
05.05.1926 REİSİCUMHUR GAZİ MUSTAFA KEMAL
Atatürk’ün Cumhuriyet Dönemi’nde Diyarbekir’e gelişi 1937’de, yeni yapılan demiryollarının açılışı vesilesiyle gerçekleşti. Malatya üzerinden harekete geçen Atatürk’ün özel treni 15 Kasım 1937’de saat 14.10’da Maden’e vardı. İstasyon’da Diyarbakır Bölgesi Umumi Müfettişi Abidin Özmen ve Diyarbekir Valisi Mithat Altıok, kaymakam ve halk karşılandı. 15.10’da yeniden Diyarbakır’a hareket eden Atatürk 18:05’te Diyarbakır’a vardı ve tezahüratlarla karşılandı. Akşam yemeğinden sonra 21:05’te maiyetlerinde Başbakan Celâl Bayar, İçişleri ve Bayındırlık bakanları ile halkevi, Orduevi ve Vilayet Konağı’nı ziyaret etti. Halkevi binasında, Halkevi Musiki Cemiyeti’nin icra ettiği dinleyerek takdirini bildirdi. Burada yaptığı konuşmada A şu cümleleri dile getirdi:
‘‘Yirmi sene sonra tekrar Diyarbakır’da bulunuyorum. Dünyanın en güzel ve en modern bir binası içinde, modern nefis bir müziği dinleyerek… Beşeriyetin medeni bir halkı uzurunda, bu halkın evinde, duyduğum zevk ve saadetin ne kadar büyük olduğunu elbette takdir edersiniz. Bunu kaydetmekte bahtiyarım.’’
REİSİCUMHUR GAZİ MUSTAFA KEMAL¹
15 Kasım 1937 yılında Pazartesi günü saat 10.10’da kente gelen Mustafa Kemal Atatürk, o akşam Halkevinde kendisine verilen konserden sonra saat 23’te yaptığı konuşmanın ardından ertesi gün şehrin ve kentin adı Diyarbekir’den Diyarbakır’a çevrildi. Sonra 10 Aralık 1937 gün ve 7789 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ve 3786 numaralı Resmi Gazete yayımıyla kesinleşti.
Diyarbekir’in ‘‘Diyarbakır’’ oluşunda dair çalışmalar, 17 Kasım 1937 tarihinde Atatürk’ün trenle Diyarbakır’dan Elazığ’a geçtiği gece yapılan bir dil tartışmasının ardından, Türk Dil Kurumu’na gönderilen bir telgrafla başladı. Yapılan çalışmalar sonrası şehrin adı ‘‘Diyarbakır’’ olarak değiştirildi. Türk Dil Kurumu Genel Sekreteri İbrahim Nemci Dilmene gönderilen telgraf şöyledir:
‘‘Diyarbekir şehrinin isminin etimolojisine dair etüt var mıdır? Esasta bu şehrin ismi ‘‘Bakır Memleketi’’ manasına Olan ‘Diyarbakır’ olması gerektir ve artık bu isimle tanınacaktır. Dil Kurumu’nun bu hususta Tarih Kurumu ile işbirliği yaparak, historik ve lengüistik tetkikatta bulunması emrediliyor. Balıkesir saylavı İsmail Hakkı’nın da mesai birliğine davet edilmesi faydalı olacaktır. Tetkikatın titizlikle yapılmasını ve mümkün ise neticelerin takiben bildirilmesini saygılarımla dilerim. Şehirde bakır madenciliği olmamakla beraber, ilde bakır madenciliği yaygın, kayda değer olmamıştır.’’
Bu ad değişikliği için sonradan yapılan çalışmaların bir özeti ise Türk Dili (Türkçe-Fransızca belleten) Dergisi’nin Haziran 1938 tarih ve 29/30 sayısında yayımlanmıştır. “Diyarbakır Adı Üzerine Çalışmalar” genel başlığı altında yayımlanan metinler, Diyarbakır tarihi bakımından bir belge niteliği taşıyor. Sunulan belgede, “Diyarbakır kelimesinin, bakır anlamına gelen eski Türkçe Amiday tercemesi olduğuna tetkikler neticesinde tam kanaat hasıl olmuştur. İlkin bakır diyarı anlamiyle Amiday denen bu yerlere sonradan gelen Türkler, bu eski Türk sözünü bakıreli manasiyle Diyarbakır şekline koymuşlar ve bu söz de sonradan Arap dili gayretiyle ve avam etimolojisiyle Diyarı Bekir şeklini almıştır.”²
Kaynakça:
¹İhsan Işık, Diyarbakır Ansiklopedisi, Cilt 1, Elvan Yayınları, Ankara 24 Mart 2013, s. 119, bkz.
²Şevket Beysanoğlu, Anıtları ve Kitâbeleri İle Diyarbakır Tarihi, Cilt 1, (Başlangıçtan Akkoyunlulara Kadar), Neyir Matbaası, Ankara 1987, s. 3-23, bkz.