DİYARBAKIR’IN SİYASİ VE DİNİ TARİHİ (11)


Hıristiyanlıkla beraber merkezde ve bazı ilçelerde
Yahudiler de mevcuttu. Şemsilerin de
bir dönem şehir merkezinde olduğu bilinmektedir.
İslamiyet’ten sonra ortaya çıkan Yezidilik
inancı da şehirde görülmüştür. Bunlardan Yahudilik,
Cumhuriyet’ten sonra da varlığını sürdürmüştür.
Fakat 1948’de İsrail devletinin kurulması
üzerine şehirde yaşayan Yahudiler, İsrail’e
göç etmişlerdir. Yahudiler ve Şemsiler
şu an şehirde bulunmamaktadır. Polonyalı Simeon’un
verdiği bilgilerden anlaşıldığı kadarıyla
XVII. yüzyılın başlarından beri Şemsilik inancı,
Diyarbakır’da görülmemektedir.
Şemsilere ait olduğu bilinen bir tapınağın
kalıntıları Mardinkapı civarında Şemsiler
yamacının başlangıcında son dönemlere kadar
kalmış fakat yolun genişletilmesi nedeniyle
günümüzde bu tapınaktan bir eser kalmamıştır.
Şu an tapınağın bulunduğu bölgede bir mahalle
kurulmuş ve Şemsiler Mahallesi adını almıştır.
Yezidilik ve Hıristiyanlığa mensup kişilerin
sayısı azalmakla beraber, bu iki inanç günümüzde
de şehirde varlığını sürdürmektedir.
Diyarbakır’da yaşamış Hıristiyanlar
geçmişte kendi içlerinde, Gregoryenler (Ermeniler),
Yakubiler (Süryani Kadim), Ortodokslar
(Rumlar), Melkitler (Melikiler), Ortodoks Süryanîler,
Asurîler (Nesturî) ve Keldaniler şeklinde
mezheplere ayrılmışken günümüzde bu mezheplerin
birçoğuna Diyarbakır’da rastlanmamaktadır.
Diyarbakır’ın ilçe ve köylerinde Hıristiyan
kalmamış, kent merkezinde ise sayıları
çok az kalan Süryaniler, Ermeniler, Keldaniler
ve 1994 yılından itibaren toplanmaya başlayan,
daha sonraları Meryem Ana Kilisesi karşısında
kendilerine ait Diyarbakır İncil Kilisesi adlı
bir kilise inşa eden Protestanlar mevcuttur.
1816’da Diyarbakır’a gelen Buckingham’ın
yazdıklarından, Hıristiyan nüfus arasında, Ermenilerin
ilk sırada yer aldığı anlaşılmaktadır.
Ermenilerin yarısının da (500 aile) Katolikliği
kabul ettiğini belirten Buckingham, Süryanilerin
400 aile kadar olduğunu, Yahudilerin, Bağdat,
Halep ve İstanbul’a göç ettiklerini ve onlardan
ancak birkaç düzine ev kaldığını, az sayıda da
Rum’un bulunduğunu belirtir.
Buckingham, şehirde yirmi beş cami,
iki Ermeni kilisesi, içerisinde iki İtalyan rahibin
oturduğu bir Katolik kilisesi, birer Süryanî ve
Rum kilisesiyle bir küçük sinagogun mevcut
olduğundan bahseder. O dönemde şehri oluşturan
dini gruplar, bazen ayrı mahallelerde, bazen de
karışık olarak bir arada ikamet etmişlerdir. Sur
içinde bulunan mahalleler; Müslüman, 13’ü
gayrimüslim ve 42’si karışık olmak üzere 120
taneydi. Müslüman mahallelerin dışındaki mahallelerde
oturanların, Hıristiyan (Ortodoks,
Katolik, Protestan, Süryani, Nasturi, Keldani)
ve Musevi oldukları belirtilmektedir. 1785-
1850 tarihleri arasında, Diyarbakır merkezde,
Müslümanlarla Müslüman olmayanların bir
arada yaşadıkları 42 mahallede, dini grupların
kesin sınırlarla birbirinden ayrılmadıkları görülmektedir.