Başlığa bakıp da fantastik bir yazı olacağını düşünüyorsanız yanılıyorsunuz zira tek taraflı bir etkileşim hiç iyi sonuçlar doğurmaz.

Dünya globalleşmeye doğru sürüklenirken yanında birçok sıkıntıyı da beraberinde getiriyor.

İnsanlar her gittikleri yere kendi kültürlerini de götürüyorlar. Daha doğrusu alışkanlıklarını,

Durum böyle olunca da kültür çatışmaları sıkça yaşanmaya başlıyor.

Kültür transferi önce Hollywood filmleriyle başladı. Ardından gelişmemiş ülkelerdeki ekonomik sıkıntı yaşayan insanların kaçak yollarla gelişmiş ülkelere gidişi ve orada kalmalarıyla devam etti. Tabii gelişen teknoloji ile daha da kolaylaşan seyahat etme imkânları bu zincire eklenen başka bir halka oldu. Daha sonra iç savaşlardan kaçan insanların mecburi göçü zincirin en yıkıcı ve son halkası oldu.

Kültürel alışveriş her ne kadar fantastik görünse de tek taraflı bir transfer toplum içinde huzursuzluk yaratmaya ve çatışmalara yol açmaya başladı.

Ülkemizde eskiden yabancı kültür asla yer edinemezken şimdilerde kendi değerlerimiz yaşamak için zar zor nefes almakta ve kaybolmamak için direnç göstermektedir.

Aslında eskiden bize hiç de yabancı olmayan Arap kültürü ülkemizin gelişip modernleşmeye, Arapların da daha geriye gitmeleriyle bir birinden koparak bizi daha çok batılı ülkelerin kültürüne yaklaştırdı.

Mesela kıyafet, yemek yeme, Mimari, Eğitim vb. gibi konularda daha modern bir hale geldi ülkemiz.

Tabi kendi içimizde homojen bir şekilde gelişme gösteremediğimiz için kırsal ve şehirli çatışması da yaşanmıyor değil.

Sadece Arap kültürünün yoğun saldırısı altında değil Ülkemiz, son dönemde yoğun bir Slav  kültürü saldırısı ve baskını altında halkımız kendi kültürünü yaşayamaz hale geldi.

(AfroTürk'leri saymıyorum bile. Onlar da ayrı bir fecaat gerçi.)

Her ne kadar bu insanlar ülkelerinin içinde bulunduğu kaos ortamından uzaklaşmak için göç ettilerse de, kendilerine kucak açan bir ülkenin toplumsal ve kültürel değerlerine saygı duymak zorunda olduklarını unutmuş görünüyorlar.

Ülkemizin bazı şehirlerinde bu durum çok ileri gitmiş halde maalesef. Yerli halk azınlık muamelesi görmekte ve sosyoekonomik olarak çöküntüye uğramıştır.

Umarım bu kontrolsüz göçler kültürümüzü daha fazla yıkıma uğratmadan gereken tedbirler alınır ve halkımız alışık olduğu düzene geri dönebilir. Ancak verdiği tahribatlar uzun süre onarılmayacak düzeye geldi bile maalesef.