Kurtuluş Savaşı, Atatürk ve Diyarbakır: 9

Sevgili Okurlarım,

Önceki yazımızda Mustafa Kemal’in protesto hususlarıyla alakalı olarak göndermiş olduğu bildirinin üstüne, yine aynı günde millete de şu bildiriyi yayınlar;

 

“Bütün komutanlara, vali ve mutasarrıflara, Müdafaa-i Hukuk Cemiyetlerine, Belediye Başkanlıklarına ve Basın Derneğine;

İtilâf Devletleri’nin şimdiye kadar memleketimizi paylaşmaya yol bulmak için başvurdukları çeşitli tedbirler bilinmektedir. Önce, Ferit Paşa ile anlaşarak ve milleti savunmasız bırakarak yabancı idaresine esir etmek ve memleketin birçok önemli yerlerini galip devletlerinin sömürgeleri arasına katmak düşünülmüştü. Kuva-yı Milliye’nin, bütün bir milletin desteği ile bağımsızlığı savunma konusunda gösterdiği azim ve kararlılık, bu tasavvuru altüst etti. İkincisi, Kuva-yı Milliye’yi aldatmak ve onun müsaadesi ile Doğu’da bir üstünlük sağlama siyaseti gütmek için Hey’et-i Temsilliye’ye başvuruldu. Heyet, milletin bağımsızlığı ve vatanın bütünlüğü garanti edilmedikçe ve özellikle işgal bölgelerinin boşaltılmasına teşebbüs edilmedikçe, herhangi bir görüşmeye yanaşmadı. Üçüncüsü, Kuva-yı Milliye ile işbirliği yapan hükümetlerin çalışmalarına karışmak suretiyle millî birliği sarsmak, haince muhalefetleri teşvik etmek ve cüretlerini artırmak yolu benimsendi. Ne var ki, milli birliğin yarattığı kuvvet dayanışma karşısında bu saldırılar da eridi. Dördüncüsü, vatanın kaderi ile ilgili kaygı verici kararlar alındığından söz edilerek, kamuoyuna baskı yapılmaya başlandı. Namusunu ve yurdunu savunma uğrunda her fedakârlığı göze almış olan Osmanlı milletinin azim ve iradesi önünde, bu gözdağının da bir yararı olmadı. Nihayet bugün, İstanbul’u zorla işgal etmek suretiyle, Osmanlı Devleti’nin yedi yüz yıllık hayat ve hâkimiyetine son verildi. Yani, bugün Türk Milleti, medenî kabiliyetinin, yaşama ve bağımsız kalma hakkının ve bütün bir geleceğinin savunulmasına çağrıldı. İnsanlık dünyasının takdirlerini kazanmak ve İslâm dünyasının kurtuluş emellerini gerçekleştirmek, Hilâfet makamının yabancı etkilerden kurtarılmasına ve millî bağımsızlığın şanlı geçmişimize yaraşır bir imanla savunulup kazanılmasına bağlıdır. Vatanımızı ve istiklâlimizi kurtarmak için giriştiğimiz kutsal mücadelede Tanrı’nın yardım ve koruyuculuğu bizimledir.

Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Hey’eti Temsilliyesi Adına Mustafa Kemal’’