Medyanın Tarihsel Serüveni (Algı ve Algılama)

İletişim biçimi, 3 veri alma döngüsüyle oluşur ve bunlara sözlü, yazılı, görsel iletişim sıfatı takılmaktadır. Peki, bunlar nedir?

Sözlü kültürün hâkim olduğu toplumsal yapıda insanlar hayata dair görüşlerini duyarak edinirler. Yazının icadıyla birlikte birey kendi kendine düşünmeyi öğrenmiş duruma gelir. Görüntünün hâkim olduğu günümüzde bilgi aktarımı genelde görsellik bağlamı ile yapılmaktadır. Sözlü kültürde ses ve kulak ikiliğinin önemi ön plandayken, bunlara istinaden sözsüz iletişim de ön plana çıkmaktaydı. 
Sözsüz iletişim daha çok jest ve mimiklerle gerçekleşirken, sözlü iletişim bu nedenle daha az bir biçimde karşıdaki kişiyi etkileme yoluna gidilmesine neden olmaktadır. Nitekim yazını icadıyla okuma-yazmayı öğrenen insanlar için bu tür beklentiler bireysel olarak karşılanmaya başlamıştır. Görselliğin ön plana çıktığı toplumsal bağlamlarda ise her kültür kendine özgü görsel anlam biçimlerini oluşturmuş ve yaşamlarını artan görsellikle deneyimlemişlerdir.

Horn ve Halo Etkisi: Algının düşürdüğü etki şu biçimde yansıtılabilir.Örneğin, melek hırsızlık yapar. Sevdiği için ve ihtiyacından ötürü dersin. Ciddiyet duygusundan dolayı bunlar meydana gelir.

Horn Etkisi: Tam tersi, kafada oluşan etki ağzıyla bile kuş tutsa yaranamama durumunu gün yüzüne çıkartabilir. Duyum ötesi algı, uyarıcının algı ortadan kalktığı durumlarda gün yüzüne çıkar.
“Algı yanılsaması” içinde bulunduğumuz duygu durumunun yanlış anlaşılması da söz konusu olmakla beraber, tehdit etme hususu da ortaya çıkmaktadır.

1.Uyarıcının değişkenliği-Hemen algılama.
2.Uyarıcının büyüklüğü
3.Hiddetli-Şiddetli: Ne kadar çok artarsa, algı da o derece artar.

Algının İletişimdeki Önemi
Örneğin farklı farklı toplumlarda kadınlara yönelik gerçekleşen bakış açısı gibi. Mesela Müslüman ülkelerde kadınların kahkaha atmasının hoş karşılanmaması gibi. Yukarıda bahsettiğimiz üzere kişilerarası iletişimde “İLETİŞİMSİZLİK” mümkün değildir ama “SAĞLIKSIZ İLETİŞİM” pek tabii ki mümkündür. Keza kişilerarası iletişimde her zaman bir döngü söz konusudur. Mamafih günümüz toplum yapısı daha çok “Görsel Topluluk” sıfatıyla ortaya konulmakta ve o biçimde yansıtılmaktadır.
İletişim kurmanın ilk adımı karşımızdaki kişi için bir izlenim oluşturmaktır. Bu izlenim, o kişiye olan davranış ve tepkilerimizi yönlendirir ve onunla olan iletişimimizin niteliğini, niceliğini etkiler. 
Bu kapsamda izleyicinin pasif değil, aktif bir rolde yer alması hem gerekli, hem de zaruri bir özelliğe sahiptir.

Seçici Dikkat
Seçici kurulun burada yer alması hem önemli bir hususun yaşanmasını, hem de mühim meselelerin konuşulmasına vesile olabilmektedir. Kendini kavrama kişinin kendisi hakkında hissettikleri ve düşündükleridir. Diğer bir ifadeyle kişinin kendi tutumları, inançları hakkında ne kadar bilgiye sahip olduğudur. Kişinin kendini kavraması.

1) kişinin diğerleri tarafından açığa çıkarılan imajıyla.
2) kendisi ve diğerleri arasında yaptığı karşılaştırmalar ile.
3) kültür yoluyla öğrendikleriyle. 
4) kendi düşünceleri ve davranışlarını değerlendirmesi ve yorumlamasıyla oluşmaktadır.
Öz farkındalık ise kişinin kendisi hakkında ne derece bilgi sahibi olduğunu gösterir. (Devam edecek)…