Evet, Kürtçe bir başlıkla Şehit Emniyet Müdürümüz olan Ali Gaffar Okkan'ı anmak istedim. Türkçe anlamı ise, "Doğum günün kutlu olsun Gaffar Baba."
24 Ocak 2001 tarihinde Sezai Karakoç Bulvarı üzerinde Et Balık Kurumu ile Eflatun Park arasında, kimliği belirsiz kişilerce pusuya düşürülerek açılan ateş sonucu olay yerinde şehit olan Diyarbakır Eski Emniyet Müdürü Ali Gaffar Okkan, şehadetinin 21. yılında kalplerdeki yerini korumaya devam ederken, bugün de kendilerinin doğum günü olduğunu belirtmek, benim için önem arz etmektedir.
Keza o gün sadece Emniyet Müdürümüz değil, aynı zamanda yol arkadaşları olan Mehmet Kamalı, Sabri Kün, Mehmet Sepetçi, Atilla Durmuş ve Selahattin Baysoy’un da şehadet şerbetini içmişti.
24 Şubat 1952 tarihinde, Sakarya’nın Hendek İlçesi’nde bugün dünyaya gelen Okkan, kent içinde devlet ile halkın arasında barış elçisi olması ve Diyarbakırspor’un ise onursal başkanı sıfatıyla tanınmasıyla biliniyor. “Sapına kadar Diyarbakırlıyım” dediği kentte şehit olan Okkan, evli ve 2 çocuk babasıydı. Fakat bugün kendisinin sadece 3 değil, binlerce evladı var. Çünkü Diyarbakır halkı ona "BABA" lakabını takmıştı. Evet, o ki devlet ile halkın arasında barışı sağlayan, kardeşliği savunan, birlik ve beraberlik zihniyetinden ayrılmayan bir isimdi.
18 Kasım 1997 tarihinde Diyarbakır İl Emniyet Müdürü olarak göreve başladığı esnada halk içinde sıradan bir il emniyet müdürü atamasının gerçekleştiği düşünülmüştü. Ancak Okkan herkesi yanıltmış, kent içinde efsaneleşerek ölümsüzleşmişti.
Keza devletle halkın küstüğü, darıldığı ve ayrıştırıldığı bir süreçte ortaya çıkan Okkan, ilk anonsunu vermeden önce geceleri tebdili kıyafetle sık sık sokağa çıkarak esnafları ziyaret etmesiyle bilinirdi. Nitekim Okkan’ın halka yapılan şiddete ve rüşvet gibi konulara asla tahammülü olmamasından ötürü de, 3310 telsiz koduyla yaptığı ilk anons olan, “3310’dan tüm birimlere. Ben Ali Gaffar Okkan. Diyarbakır halkına eziyet edeni yakarım!” sözü Diyarbakır sokaklarında efsane oldu.
Kentte bebek, çocuk, genç, yaşlı, kadın ve erkek ayrımı yapmadan yediden yetmişe herkese yardımcı olmaya gayret gösteren Okkan, cep telefonu numarasını da vatandaşlara vermekten çekinmezdi.
Diyarbakır’da görev yaptığı süreçte sadece asayişe değil, spora ve kent ahalisine de değer veren Okkan, halkın talep ve sıkıntılarını iletmesi amacıyla kapısını herkese açık tutardı.
Kentin en bilinen takımı olan Diyarbakırspor’da büyük hizmetlere imza atan, çalışmalarda bulunan ve halen de onursal başkan kimliğiyle tanınan Ali Gaffar Okkan’ın döneminde kötü gidişte bulunan Diyarbakırspor’un yıldızı 1997’den 2000’lere kadar parlamaya başladı. Okkan'ın maçlardan önce futbolcularla yaptığı motivasyon konuşmaları bilinirken, kent takımı için elinden geleni yapmaya çalışırdı.
Okkan’ın cenaze töreni binlerce kişi tarafından uğurlanırken, halkın yüreği katillere karşı isyan ateşiyle doluydu. Diyarbakırlılar cenazede, “Gaffar’a uzanan eller kırılsın, katiller bulunsun, hesap sorulsun, dostlar ölmez, kahrolsun kötü insanlar…” gibi sözleri sarf ederken, o gün Emniyet Müdürlüğünde bulunan taziye defteri ise yüzlerce kişinin dizeleriyle yeni bir hayat bulmuştu. “Ben fırıncı Fikri'nin oğluyum. Makam peşinde değilim, yapacak bir şey bulamazsam babamın fırınında ekmek satarım." diyen Okkan, esasında hiçbir zaman kent ahalisinin kalbinde kaybolmadı. Okkan hala kalplerdeki yerini koruyor.
Rojbûna te pîroz be Gaffar Baba. İyi ki doğdun ve iyi ki bu kentin evladı oldun Gaffar Baba. Doğum günün kutlu olsun ölümsüz kahraman...